(Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2021‘de Başbakan Hişam el-Meşişi‘yi görevden alarak meclisin yetkilerini 30 gün boyunca dondurdu. “Tunus Yurtsever Demokratik Sosyalist Parti”, 26 Temmuz’da yaptığı bir açıklamada, Kays Said’in darbesini “bir adım ileri” şeklinde değerlendirdi. “Tunus Yurtsever Demokratik Sosyalist Parti”, “Devrimci Parti ve Örgütlerin Enternasyonal Koordinasyonu”na (ICOR) üye bir partidir. Kuzey Kürdistan-Türkiyeli Bolşevikler, “Tunus Yurtsever Demokratik Sosyalist Parti”nin bu tavrına yazılı olarak tavır takındılar. Bu yazılı tavrın da ICOR web sitesinde yayınlanmasını önerdiler. Aşağıda bu tartışmayı yayınlıyoruz. –YDİ Çağrı)
KİTLELERİN İRADESİNİN ÖTESİNDE HİÇBİR MEŞRUİYET YOKTUR! BAŞKAN KAİS SAİED’İN KARARLARI: BİR ADIM İLERİ!
Yurtsever Demokratik Sosyalist Parti (PPDS) (LAND, LIBERTY, PATRIOTIC ONUR) Tunus 26 Temmuz 2021’de
Dün 25 Temmuz’da, onlarca yıllık tiranlık ve yolsuzluk, halkımızın kişisel ve yurtsever onurunu zedeleyen ve devrimci süreçten çalan, emperyalizmin temsilcisi gerici El-Nahdha hükümetinin kasvetli on yılına karşı öfkesinin ardından, tüm bölgelere yayılan halk ayaklanmasıyla devlet başkanını gök gürültüsünü duymaya zorlamak ve onu (devrimci süreci –ÇN) somutlaştırmak için esas olarak parlamentoyu dondurmak, üyelerinin parlamenter dokunulmazlıklarını askıya almak, hükümeti görevden almak ve yürütmeyi ve cumhuriyet savcılığının görevlerine el koymak gibi cüretkâr siyasi kararlar almaya zorlamak gerçekleşmiş oldu.
Yurtsever Demokratik Sosyalist Parti bu nedenle şunları ilan etmektedir:
Yiyici, gerici ve emperyalizmin temsilcisi tabakaya karşı bu kitlesel halk saldırısını ve ayaklanmasını büyük ölçüde selamlıyor ve bu alanda güçlü siyasi destek güvencesi veriyor.
Gerici emperyalizmin temsilcisi sağ düşmanlarına karşı halkın iradesine cevap veren cesur başkanlık kararlarına desteğinin altını çiziyor.
Parti aktivistlerini ve halk kitlelerini, emperyalizmin temsilcisi ve yiyici sistemin sütunlarını yıkmaya yönelik toplumsal hareketi körüklemek ve tırmandırmak için daha fazla yerel seferberlik ve amansız bir mücadele ile anı iyi değerlendirmeye çağırıyor.
İlerici yurtsever güçleri, ortak hedef olan ulusal ve toplumsal kurtuluş yolunda siyasi koordinasyonu, saha mücadelesini, seferberlik ve daha fazla birikim düzeyini yükseltmeye çağırıyor.
Siyasi Büro adına Genel Sekreter: Nuri Bettoumi
TUNUS YURTSEVER DEMOKRATİK SOSYALİST PARTİ’YE (PPDS) (ÜLKE, ÖZGÜRLÜK, VATANDAŞ ONUR) VE TÜM ICOR ÖRGÜTLERİNE!
Sevgili yoldaşlar, “Kitlelerin iradesinin ötesinde bir meşruiyet yoktur! Başkan Kais Saied’in kararları: Bir adım ileri” açıklamanıza yönelik endişelerimizi ve eleştirilerimizi sizlerle paylaşmak ve bunları ICOR bünyesinde tartışmaya açmak istiyoruz. Cumhurbaşkanı Saied’in iktidara el koyma ve parlamentoyu feshetme adımını “ileri bir adım” olarak değerlendirmenizi sorunlu görüyoruz. Bu adımı “anayasal olarak” meşrulaştırmaya çalışsa bile, bu adım nihayetinde bir “sivil” darbedir ve öyle kalacaktır. Gelişmeler, Başkan Saied’in ordunun desteğine sahip olduğunu göstermektedir ve o, direnişin bastırılacağını çok açıklamış bulunmaktadır. Başkan Saied, önlemleri için başlangıçta 30 gün vermişti. Ancak dün bu süreyi belirsiz bir süre için uzattı. Ve henüz ufukta yeni bir seçim yok.
Ayrıca, Cumhurbaşkanı’nın “meclisi dondurmasını”, “halk iradesinin” yerine getirilmesi değerlendirmesini yanlış buluyoruz. Andaki parlamentonun bileşimi, burjuva seçimlerinin bir sonucudur ve şu an “halkın meşru iradesini” yansıtmaktadır. Parlamento, halkın devrimci bir ayaklanması sonucu feshedilseydi ve yerine “devrimci –geçici– hükümet” geçirilseydi, bu gerçekten ileriye doğru çok büyük bir adım olurdu!!! Değerlendirebildiğimiz kadarıyla, ne yazık ki Tunus gerçeği bundan çok uzak. İktidar savaşları esas olarak egemenlerin farklı kampları arasında gerçekleşiyor ve egemenler kitlelerin hareketlerini kendi iktidar dalaşları için kullanıyorlar.
Gerçek şu ki, Tunus’ta halk bölünmüş durumda, halkın önemli bir kısmı Al Nahda’nın arkasında ve ondan yana oy kullanıyor. Bu demektir ki, orduya dayalı darbeyle Al Nahda’nın iktidardan uzaklaştırılmasına “Halkın iradesi” denilemez. Al Nahda’nın halk adına konuşma hakkı olmadığı gibi, ordu ve Saied’in de bu hakkı yoktur!
Biz, Kürdistanlı ve Türkiyeli Bolşevikler, egemenlerin farklı kampları arasındaki benzer renkli iktidar dalaşlarına çok aşinayız. Kitlelerin demokrasi ve daha iyi yaşam koşulları için haklı taleplerinin araçsallaştırılmasını da biliyoruz. Komünistlerin ve devrimcilerin “kötünün iyisi siyaseti”ni izlememek konusunda dikkatli olmaları gerektiği görüşündeyiz.
Başkan Said’i Tunus halkının çıkarlarının temsilcisi olarak değerlendirmiyoruz. “Meclis’in dondurulması, milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması, hükümetin görevden alınması” vb. olsa olsa iktidarların anda içinde bulunduğu siyasi krizi aşmaya ve kitlelerin kabaran öfkesini sakinleştirmeye yarayacaktır.
Manşetinizle Başkan Saied’in kitlelerin çıkarlarını temsil ettiğini/edebileceğini ve kitlelerin yararına ekonomik, sosyal ve sağlık önlemleri alabileceğini öne sürüyorsunuz. Yolsuzluklara vs. karşı harekete geçebileceğini ima ediyorsunuz. Bu bir yanılsamadır ve bu tür yanılsamaların kitleler arasında yayılması hiçbir şekilde onların egemenlerin karakterini anlamalarına hizmet etmez.
Yararlı bir tartışma umuyoruz. Dayanışmamız Tunus’taki demokrasi ve sosyalizm mücadeleleriyledir.
… adına
26 Ağustos 2021
ICC koordinasyonuna: Bu mektubun ICOR web sitesinde yayınlanmasını rica ediyoruz.