Aylardır hazırlığı yapılan, Batılı emperyalist güçlerin savaş örgütü NATO’nun açıkça kışkırttığı, emperyalist Rusya’nın hazırlandığı ve açıkça ilan ettiği, 24 Şubat’ta başlayan Ukrayna savaşı sürüyor.
Komünistler savaşı değerlendirirken, kimin saldırdığına, kimin kendisini savunduğuna göre savaşı değerlendirmezler.
Komünistler savaşın ne için yapıldığı, hangi sınıflar önderliğinde, hangi amaçlarla, hangi siyasetin ürünü olarak yürütüldüğüne bakarak değerlendirme yaparlar.
Yürüyen savaşta taraflar kimdir? Yürüyen savaş kimin savaşıdır? Savaş nasıl adlandırılmalıdır? Sorularına cevap verdiğimizde, kısaca yürüyen Ukrayna savaşını şöyle değerlendiriyoruz:
Ukrayna’da yürüyen savaş bir Rusya Ukrayna savaşı değildir!
Yürüyen savaş, emperyalistlerin dünyayı yeniden paylaşım dalaşının bir parçası olarak başta ABD olmak üzere Batılı emperyalist güçlerin, onların savaş örgütü NATO’nun Rusya ile savaşıdır. Çin bu savaşta kendi çıkarlarına uygun olarak tarafları “sükûnete” davet eder pozisyondadır. Türkiye’nin, Hindistan’ın pozisyonu da esasta budur.
Çin’in, Türkiye’nin, Hindistan’ın vb. dertleri Ukrayna değil kendi çıkarlarıdır.
Yürüyen savaş değerlendirilirken, “Ukrayna kurtuluş savaşı veriyor”, “Ukrayna kendisini savunuyor”, “Savaşı değerlendirirken bu dikkate alınmalı” değerlendirmeleri yapılıyor.
Evet, bu savaşta Ukrayna açısından bir milli sorun, milli bağımsızlık sorunu vardır. Fakat bu savaşın niteliğini belirlemiyor. Savaşın niteliğini belirleme açısından Ukrayna’nın bağımsızlığı sorunu önemsiz bir faktör konumundadır.
Aynı zamanda Donbass’ta da milli bir sorun, ulusal öge var. Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerinin bağımsızlık ilan etmeleri, ayrılma hakkını kullanmaları savaşın gerici emperyalist karakterini değiştirmiyor.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelensky, “Batının değerlerini (çıkarlarının olarak okunmalı) koruma savaşı yürütmektedir.”
Zelensky bas bas bağırıyor: “Sizin savaşınızı yürütüyoruz. Ön safta sizin için savaşıyoruz. Bize destek verin. Ey Batı neredesiniz?” Daha ne desin?
Bu savaşta Ukrayna’nın bağımsızlık mücadelesinin konumu, Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerinin konumu Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşında Sırbistan’ın bağımsızlık mücadelesinin konumuna benzemektedir.
Şöyle ki;
Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı başında Avusturya Sırbistan’ı işgal etti. Sırplar işgale karşı mücadele etmeye başladılar. Avusturya’ya karşı Sırbistan’ın savaşı ulusal kurtuluş hareketiydi. Sırpların ulusal savaşı emperyalist paylaşım savaşından bağımsız olsaydı, Sırpları sosyalistler destekleyeceklerdi. Fakat Sırpların ulusal savaşı emperyalist paylaşım savaşından bağımsız olmadığı için Sırpları desteklemediler.
Bu konuda Lenin’in tavrı şöyle:
“Bugünkü savaşta ulusal öğe sadece Sırbistan’ın Avusturya’ya karşı savaşında temsil edilmektedir ki bu Partimizin Bern Konferansı kararında da belirtilmiştir. Çoktan bu yana varlığını sürdüren ve “devamı” Sırbistan’ın Avusturya’ya karşı savaşında ifadesini bulan, milyonlarca “ulusal kitle”yi kapsayan bir ulusal kurtuluş hareketi, sadece Sırbistan’da, sadece Sırplar arasında söz konusudur. Eğer bu savaş yalıtık kalsaydı, yani tüm Avrupa savaşıyla, İngiltere, Rusya gibi ülkelerin kâr ve gasp amaçlarıyla bağıntılı olmasaydı, bu durumda bütün sosyalistler, Sırp burjuvazisinin başarısını dilemekle yükümlü olurlardı. Bugünkü savaşta ulusal momentten çıkan tek doğru ve kesinlikle gerekli sonuç budur. Fakat şimdi Avusturya burjuvazisinin, ruhbanlarının ve generallerinin hizmetinde bulunan safsatacı Kautsky tam da bu sonucu çıkarmıyor!” (“II. Enternasyonalin Çöküşü”, ”Seçme Eserler cilt 5”, Lenin, s.211, İnter Yayınları, Haziran 1995, İstanbul)
RSDİP’nin Bern Konferansı kararı ise şöyle:
“Bugünkü savaşın gerçek özü, İngiltere, Fransa ve Almanya arasında, sömürgelerin yeniden paylaşılması ve rakip ülkelerin talan edilmesi mücadelesinden; aynı şekilde Çarlığın ve Rusya’nın egemen sınıflarının, İran, Moğolistan, Asya Türkiye’si, Konstantinopel, Galiçya vs.yi ele geçirme uğraşından ibarettir. Avusturya-Sırp savaşında ulusal öğe çok tali önemdedir ve savaşın genel emperyalist niteliğinde hiçbir şeyi değiştirmez.” (Age., s.142)
Ukrayna savaşı Batının göstermeye çalıştığı gibi saldırgan emperyalist Rusya’ya karşı direnen küçük mazlum, ama kahraman bir ulusun kurtuluş mücadelesi değildir.
Bu savaş az sayıda da olsa kimi devrimci gruplar tarafından yapılan, “Ukrayna faşizmine ve onun arkasında duran emperyalizme karşı açılmış bir savaş ”ta değildir.
Ukrayna savaşı iki taraflı haksız, gerici, emperyalist bir savaştır.
Silahlar her iki taraf açısından da derhal susmalıdır.
Her iki tarafın askerleri ellerindeki silahları kendi burjuvazilerine çevirmeli, kendi burjuvazilerine karşı mücadele için kullanmalıdır!
Rusya ve Ukrayna’da devrimcilerin, komünistlerin görevi, savaşı kendi burjuvazilerinin yıkılması için sınıf savaşına dönüştürmektir.
2 Mart 2022