Yeni Kadın Dünyası, kadının kurtuluşu bağlamında Marksizm-Leninizm’i temel alan, Marksizm-Leninizm in kadının kurtuluşu mücadelesine ilkesel yaklaşımlarını benimseyen, bunun yanında dünya komünist kadın hareketinin ve bir bütün olarak dünya komünist hareketinin kadının kurtuluşu sorununa yaklaşımlarını inceleyen bir kadın komünist örgütlenme çalışmasıdır.
Yeni Kadın Dünyası, dünya komünist kadın hareketinden öğrenmeye çalışırken aynı zamanda tarihsel süreçler içerisinde ortaya çıkan kimi eksikliklere, yanlış yaklaşımlara eleştirel bir gözle de bakmaya çalışıyor.
Kendimizi Kuzey Kürdistan-Türkiye’deki geniş yelpazeli, bütün eksiklikleri ve zaaflarıyla demokratik yönelime sahip kadın hareketinin bir parçası olarak görüyoruz. Bu hareketin içerisinde yer alıyor ve komünist kadın siyasetimizi hareketin içine taşımaya çalışıyoruz. Ülkelerimizin çeşitli bölgelerinde Yeni Kadın Dünyası’nın temel düşüncelerine sempati ile bir araya gelen kadın gruplarının iletişim ve eylem ağlarını sağlıyoruz, fakat her kadın grubu kendi bağımsızlığını koruyor. Kadının kurtuluşu mücadelesine yaklaşımlarımızı, yaptığımız çeşitli toplantılarla, etkinliklerle geniş işçi ve emekçi kadınlara ulaştırmaya çalışıyoruz.
Kadının kurtuluşu sorununa bakış açımız kısaca şöyledir:
Kadının kurtuluşu sorunu “kendi başına” diğer toplumsal kurtuluş sorunlarından bağımsız ve onlardan soyutlanarak ele alınıp çözülebilecek bir sorun değildir. Tersine insanlığın kurtuluş mücadelesinin ayrılmaz, merkezi sorunlarından biridir.
Nasıl ki üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetin ortaya çıkması kadınların tarihsel yenilgisinin başlangıcı olduysa, bu özel mülkiyet üzerine kurulu sömürü sisteminin ortadan kalkmasıyla kadının kurtuluşu bağlamında ilk adım atılmış olur.
Biz kadının gerçek kurtuluşunun devrimde-sosyalizmde olduğunu söylerken, bundan anladığımız hiçbir şekilde bugün kadının ezilmişliğini hafifletecek reformlar için mücadele yürütmeyeceğimiz, kadınların oldukları her yerde insan hakları, demokrasi ve eşitlik taleplerine sahip çıkmayacağımız anlamına gelmiyor. Biz bu mücadeleleri devrimci bir perspektifle yürütüyoruz. Bu şu anlama geliyor: Bugün kadınların üzerindeki yükleri azaltabilecek olan en küçük hak için dahi azami mücadele yürütürken, gerçek kurtuluşun patriyarkanın ve insanın insan üzerindeki sömürüsünün kaynağının kurutulması gerektiği bilincinin yaygınlaştırılması, bu temelde örgütlenme gerekli ve zorunludur.
Bizim savunduğumuz kadın hareketi, sınıf mücadelesi temeline oturmuş, kadının kurtuluşunu, toplumsal kurtuluşun çok önemli, merkezi bir parçası olarak kavrayan ve yürüten kadın hareketi, Komünist Kadın Hareketi’dir.
Komünist Kadın Hareketi içerisinde sadece komünist kadınların yer aldığı bir hareket değil, Komünist kadınların önderliğinde en geniş kadın kitlesini kazanmayı hedefleyen kadın hareketidir.
Bu hareket, kadın kitlelerini komünizm düşüncesine ne kadar yakınlaştırmış ise, o oranda adına layık bir hareket olacaktır.
Komünist Kadın Hareketi’nin yaratılmasının önündeki en önemli engel, devrimci-komünist kadın kadroların azlığıdır. Bu anlamda önümüzde duran görev, her şeyden önce bu harekete önderlik edecek komünist kadın kadroların kazanılması ve etkinleştirilmesidir. Bu bağlamda Dünya Komünist Hareketi’nin geçmişinden öğrenerek yol alıyor, özel bir kadın çalışması ve örgütlenmesi gereğini savunuyoruz.
Kadın mücadelesi bağlamında içinde bulunduğumuz durum ile varmak istediğimiz yer karşılaştırıldığında henüz daha işin başındayız. Daha yürüyeceğimiz çok uzun bir yol var.
Fakat bu bizi asla umutsuzluğa düşürmüyor.
Özgürlüğe ve eşitliğe olan inancımızla mücadelemize devam ediyoruz, edeceğiz!
Mayıs 2022