İşçi Emekçi Birliği sermaye, hükümet ve sendika ağalarının birlikte oynadıkları asgari ücreti belirleme tiyatro oyununu, belirlenen sefalet ücretini İstanbul/Şişli Cevahir AVM önünde düzenlediği eylem ile protesto etti.
Eylemde işçilere, emekçilere sefalet ücretini reva gören sermaye, hükümet, sendika bürokratları teşhir edildi.
Eylem sırasında sık sık “Asgari değil insanca yaşam!, Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!, Hak verilmez alınır zafer sokakta kazanılır!, İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!, Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!, Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganları atıldı.
Okunan basın açıklamasının ardından eylem sona erdirildi.
Eylemde okunan metni yayınlıyoruz:
ASGARİ DEĞİL İNSANCA YAŞAM!
SEFALET ÜCRETİNE HAYIR!
SOKAĞA EYLEME MÜCADELEYE!
Enflasyon ve hayat pahalılığının etkilerini işçiler, emekçiler derinden hissediyor. Ücretler eriyor, alım gücü düşüyor. Paranın değeri düşmeye, enflasyon yükselmeye, iğdeden ipliğe her şeye zam gelmeye devam ediyor. Ekonomik koşullar giderek kötüleşirken işsizlik, yoksulluk artıyor.
Sermaye, hükümet ve sendika ağalarının birlikte oynadıkları, asgari ücreti belirleme tiyatro oyunu bugün sona erdi.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun, asgari ücrete yapılacak ara zam oranını belirleme çalışmaları kapsamında bugün yaptığı üçüncü toplantıda uzlaşma ile karar çıktı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan yeni asgari ücreti net 11 bin 402 lira olarak açıkladı.
Çalışma Bakanı “samimi yaklaşımı, yapıcı tutumu” nedeniyle sendika ağası Ergün Atalay’a teşekkür etti.
“Ben konuştuktan sonra bir daha ne işçi ne TÜRK-İŞ konuşur” diyen bu sendika ağası işçileri temsil etmiyor!
İşçi sınıfı sırtlarına kene gibi yapışan bu parazitlerden bir gün mutlaka kurtulacaktır.
AKP iktidarı kitlelerde biriken öfkenin, hoşnutsuzluğun sosyal patlamaya dönüşmemesi için asgari ücrete ara zam yapmak zorunda kaldı.
“Halkımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” diyorlar. Yalan söylüyorlar. Sermayeye kepçe ile verirken, teşvik üzerine teşvik getirirken, kendilerinin neden olduğu krizin yükünü bizim sırtımıza yüklemeye çalışıyorlar.
Yağma, talan, yolsuzluk düzeninin sorumluları zenginlik içinde yaşarken, milyonlar açlık sınırı altında kalan asgari ücret ile geçinmeye çalışıyor.
Yeni asgari ücret gelecek yeni zamlar karşısında kısa sürede eriyecek, asgari ücret yine açlık sınırının altında kalacaktır.
Asgari ücret, bir işçinin ve ailesinin yeniden üretim faaliyetine katılabilmesi için minimum geçim araçlarının (beslenme, giyinme, barınma, sağlık vb. gibi) toplamını karşılayacak düzeyde olması gereken ücrettir.
Fakat Türkiye’de uygulanan asgari ücret minimum geçim araçlarının toplamını karşılayacak düzeyde değildir. Tersine asgari ücret sürekli ve sistemli olarak, asgari geçim araçlarının toplamının değerinden hep düşüktür.
Türk İş’in her ay yaptığı araştırmaya göre dört kişilik bir işçi ailesinin en temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için alması gereken asgari ücret, yani yoksulluk sınırı, Mayıs 2023 dönemi için 33.752 liradır. Açlık sınırı ise 10.362 liradır.
Asgari ücret yoksulluk sınırının altında değil üstünde olmalıdır.
AKP iktidarı sermaye ile birlikte asgari ücret miktarını belirliyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarına, güya işçileri temsilen katılan Türk İş’li sendika ağaları ise danışıklı bir tutum sergiliyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu gerçekte işçileri temsil etmiyor. Sermaye, hükümet ve sendika ağaları birlikte asgari ücreti belirleme tiyatro oyunu oynuyor.
Biz işçiler, sendika ağalarının danışıklı dövüş sergilediği, iktidarın sermaye ile birlikte asgari ücreti belirlemesine daha ne kadar kayıtsız ve sessiz kalacağız? Kendi çıkarımıza uygun, yaşamamız için gerçekten gerekli olan ücreti dayatmadığımız, bu mücadeleyi vermediğimiz sürece asgari ücreti bizim adımıza onlar belirleyecektir.
Bizlerin sefalete, açlığa, ücretli kölelik düzenine karşı yapmamız gerekenin ne olduğunu bundan 53 yıl önce 15/16 Haziran’da ayağa kalkan işçiler göstermişti.
Sermaye düzenin saldırılarına karşı, kazanılmış haklarımızı korumak, daha fazla hak almak, yaşadığımız tüm sorunların çözümü için ayağa kalmak, mücadele etmek, direnmek gerekiyor.
Bizleri köle durumuna getiren bu düzen sermayenin çıkarlarını korumaktan başka bir iş yapmaz. Bu düzenin tüm kurumları da sermaye sınıfına hizmet etmekten, milyonları onlar adına baskı ve denetim altında tutmaktan başka bir misyonla hareket etmez. İşçi sınıfı örgütlü bir güç olarak kapitalistlerin ve onların düzeninin karşısına çıkmadığı müddetçe sorunlarımız çözülmeyecektir.
Bu ülkede ekonomik gelişmeden/büyümeden, onların deyimiyle zenginleşmeden işçiler, emekçiler zenginliğin yaratıcıları olmalarına rağmen, yeterince pay alamıyorlar. Aslan payını üretim araçları sahibi olanlar, sermaye sahipleri alıyor. Üretenlerin payına düşen ise, “yaşamaya az, ölmeye çok!” yetersiz bir ücrettir.
Oysa bu kader değil! Açlığa, sefalete, yoksulluğa mahkûm değiliz. Sermayenin sürekli büyümesinin temelinde biz işçilerin emeği, alınteri, göz nuru var. Yaratan ve üreten biziz. Yöneten de biz olmalıyız. Kendi iktidarımız için mücadele etmeliyiz. Kendi iktidarımızda sefalet ücreti uygulaması olmayacaktır. Üretenler üretim araçları sahibi olacak. Üretenler yönetecektir. İnsanca yaşanabilir bir ücret için mücadele ve örgütlenme dışında başka seçenek yok!
Ücretli kölelik düzenini yıkmak için birleşirsek;
*İnsanca yaşam açlık yoksulluk sınırıyla ölçülemez!
*Asgari ücreti işçi düşmanı bir komisyon belirleyemez!
*Eğitim, sağlık, barınma en temel insan hakkıdır ücretli olamaz!
*Gıda, giyim, su, elektrik, doğalgaz harcamaları insani ihtiyaç oranında ücretsiz karşılanır!
*İş ve gelir güvencesi olmayan kimse kalmaz!
*Emekli maaşları da dahil hiçbir ücret asgari ücretin altında olamaz!
*Vergi aldatmacasına son!
İşçi ve emekçileri İnsanca yaşanacak ücret için, en temel hak ve özgürlüklerimiz için fabrikalarda, havzalarda, mahallelerde bir araya gelmeye, ücretli kölelik düzenine karşı mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz. Emeğin sömürüsü üzerine kurulu kapitalist düzeni yıkma işçi-emekçilerin kendi iktidarını kurma mücadelesine omuz vermeye davet ediyoruz.
İşçi Emekçi Birliği