Dün gece İstanbul’un bazı bölgelerinde etkili olan sağanak yağış Başakşehir, Küçükçekmece ve Arnavutköy’de sele neden oldu. Sel sularına kapılan 2 kişi hayatını kaybederken, 12 kişi yaralandı.
Kırklareli’nin Demirköy ilçesi İğneada beldesinde dün yaşanan selde ise 5 kişi yaşamını yitirdi. Kayıp 1 kişiyi arama çalışmaları sürüyor.
Günümüzde dünya iklim değişikliğinin sonuçlarını yaşıyor. Giderek artan sel felaketleri de bunlardan biri.
Kapitalizmde doğa olayları felakete dönüşüyor.
Alt yapının yetersizliği, yeşil alanların/ormanların yok edilerek beton yığınına dönüştürülmesi, derelerin daraltılması, yer yer kapatılması … kısaca yağma, talan, betonlaşma; bir doğa olayı olan yağmurun felakete dönüşmesine neden olmaktadır.
İnsanlar doğa olaylarının –sel, fırtına, deprem vb.- olmasını önleyemezler. Fakat alacakları tedbirlerle doğa olaylarının vereceği zararı en aza indirgeyebilirler. Dürtüsü azami kâr olan kapitalizmde bunu gerçekleştirmek mümkün değildir.
En kısa zamanda, en fazla kâr, emekçi insanın ve doğal kaynakların azami sömürüsü üzerine kurulu kapitalist barbarlık kendisi ile birlikte dünyayı yok olmaya doğru götürüyor.
İklim değişikliğine esas neden olan varlık, aynı zamanda iklim değişikliğinin tetiklediği felaketlerden en fazla etkilenen varlıklardan insandır.
Üretim araçlarını elinde bulunduran kapitalist insan azınlığı aynı zamanda hüküm etme aracı olan devlet denilen baskı/şiddet aracının da sahibidir. Bu avantajını hem büyük insanlığa hem de diğer canlılara karşı kullanmada anda herhangi bir sakınca görmemektedir. Çünkü sosyal varlığını belirleyen azami kâr dürtüsü kapitalistleri buna mahkûm kılmıştır. Hem emeği sömürmekte, hem de doğayı talan etmektedir. Doğal yaşam dengesinin bozulmasını tetikleyen kapitalist sömürü ve talan sistemi iklim değişikliğinin de esas nedenidir.
İklimlerin değiştiği artık reddedilemez bir gerçek.
İklim değişikliğinin sonucu sıcaklıklar her yıl rekorlar kırıyor, dünyanın bir yanında kuraklıklar diğer bir yanında sel felaketleri yaşamı tehdit ediyor. Doğanın dengesi bozuldu. Kış ortasında yazı, yaz ortasında dolu yağışlarını yaşar olduk. Her yıl yenilenen sıcaklık rekor kayıtları artık olağan hâle geldi. Eriyen buzullar adaları ve alçak kara parçalarını tehdit eder durumdadır. Yanan ormanlar solunum yollarımızı tıkamakta, canlıların ihtiyacı olan oksijen sürekli azalmaktadır.
Hava kirlendi, toprak zehirlendi, sular içilmez oldu, doğa kapitalist üretim sisteminin ve onun ürettiği tüketim çılgını insan tipinin barbarlığının tehdidi altındadır. Bir avuç sömürücü asalak insanın azami kârları üzerine kurulu düzen ve bu düzendeki “sınırsız !” tüketim çılgınlığı tüm canlıların yaşamını tehdit ediyor.
Doğa ile uyum içinde bir yaşam mümkündür. Doğa ile uyum içinde üretimi temel alan, merkezde kârın değil insanın bulunduğu sosyalizmde doğa olayları insanlık için çok daha az zararla atlatılabilir.
Ya emperyalist/kapitalist barbarlık içinde çöküş; ya doğa ile uyum içinde üretme tüketme, yaşamayı şiar edinen Sosyalizm!
6 Eylül 2023