[Aşağıda ICOR Afrika Kıta Koordinasyonu’nun “Afrika’daki askeri darbe dalgası üzerine” başlıklı kararını yayınlarken, savunulan pozisyonların esas itibari ile doğru ve önemli olduğunun altını çizmek istiyoruz. Kararın katılmadığımız bir noktası, Türkiye hakkında yapılan “emperyalist” genel değerlendirmesidir. Ancak, şunun da farkındayız: Afrika kıtasında T.C. devleti emperyalist bir yayılma politikası yürütmektedir ve geri çekilmek zorunda bırakılan kadim emperyalist ülkelerden boşalan alanlarda kendine yer açma ve nüfuz sahibi olabilmek için hırslı bir mücadele yürütmektedir. Bu anlamda, Türkiye eğer önü kesilmezse emperyalistleşme yolunda ilerleyen ve şimdiden emperyalist emeller peşinden koşan bir ülkedir. YDİ ÇAĞRI]
Afrika’daki askeri darbe dalgası üzerine
ICOR Kıta Koordinasyonu Afrika Kararı
1 ve 2 Eylül 2023 tarihlerinde Almanya’da ICOR Afrika konferansı düzenlendi. Bu konferansta kıta koordinasyonu sadece Afrika’daki doğal kaynakların çeşitli emperyalist kutuplarla bağlantılı şirketler tarafından kontrol edilmesi konusunda değil, aynı zamanda Sahel’de, (Senegal, Çad, Burkina Faso, Mali, Nijerya, Moritanya ile Nijer’in içinde yer aldığı bölge Sahel diye adlandırılır. –BN) özellikle Burkina Faso, Mali, Gine Conakry, Nijer ve yakın zamanda Gabon’da yaşanan darbe dalgası ve savaş tehdidi konusunda da canlı bir tartışma yürüttü.
Konferansta ayrıca Afrika halkı için bir başka sorun hâline gelen çevre tahribatı gibi hassas bir konu da ele alındı. Çünkü bir kez daha, bu çevre tahribatından inkâr edilemez bir şekilde zarar görenler işçi sınıfı, maden işçileri ve yoksul köylülerdir.
Tüm bu sorular üzerine yapılan tartışmaların ardından ICOR Kıta Koordinasyonu, Afrika’daki siyasi, ekonomik ve askeri duruma ilişkin pozisyonlarını açıklamaya karar verdi:
- ICOR Afrika Kıta Koordinasyonu, Avrupa, Asya ve Latin Amerika’daki demokratik ve anti-emperyalist örgütlerle birlikte, Sahel ülkelerini altın ve uranyum, petrol, magnezyum, bakır, gaz vb. doğal kaynaklarını sömürmek için boyun eğdirme anlaşmaları yoluyla kontrol etmeye devam eden uluslararası emperyalizmin, özellikle de Fransız emperyalizminin hain rolünü şiddetle kınamaktadır.
- Aşırı sömürüyle bağlantılı olan bu durum, Batı Afrika’da, özellikle de dünyadaki en yüksek yoksulluk oranlarına sahip Sahel ülkelerinde yeni sömürgecilik krizini derinleştirmektedir. Bu ülkelerin sahip olduğu tüm bu değerli zenginliklere rağmen, 1960’lardan bu yana Fransa tarafından kurulan soyguncu baronluk sisteminin bir yandan Sahel ülkelerinin kalkınmasını yavaşlatırken, diğer yandan Fransız emperyalizmi ve uluslararası finans sermayesi için süper kâr kaynağı olduğu unutulmamalıdır.
- Afrika’da ve başka yerlerde bazı çevrelerde “Bamako, Ouagadougou ve Niamey sokaklarında sevinç ve coşku duygusu” yaratan darbe dalgası, yeni sömürgeciliğin krizinin bu arka planında meydana geldi. Tam tersine! ICOR Afrika’da birleşen devrimci demokratlar ve komünistler için bu askeri darbe dalgası Sahel halklarının kurtuluşu için bir faktör olarak görülemez. Çünkü Afrika’da darbeler her zaman sınırlarını ve zayıflıklarını göstermiştir. Bu askeri darbeleri gerçekleştirenlerin bugüne kadar, başta Fransa olmak üzere uluslararası finans kapitalin ekonomik temeline ve her şeyden önce çıkarlarına meydan okuyabilecek herhangi bir karar almamış olmaları dikkat çekicidir.
- Yeni sömürge orduları doğaları gereği, çeşitli emperyalist kutuplarla ve doğal kaynakları kontrol eden çok uluslu şirketlerle bağlantılı olan egemen sınıfın bir aracıdır. Dahası, bu yeni sömürge orduları sendikal hareketi ve halk mücadelelerini bastırmak üzere kurulmuştur. Kuşkusuz Sahel halklarını ve işçi sınıfını emperyalizmin kötülüklerinden kurtarmaktan acizdirler. Kısacası, Afrika’daki yeni sömürge orduları, revizyonistlerin bizi inandırmak istedikleri gibi tarafsız değildir. Küçük ve ticaret burjuvazisinin üst sınıfını ve uluslararası finans kapitalle ittifak hâlindeki kompradorları temsil etmektedirler. Bunun kanıtı, Fransız emperyalizminin Nijer’de “anayasal düzeni” ve “demokrasiyi” yeniden tesis etmek gibi yanlış bir argümanla, bir yandan ECOWAS vekil orduları tarafından desteklenecek NATO birlikleri ile diğer yandan Mali’de konuşlu RUS ordusu arasında askeri bir çatışma yaratmaya çalışmasıdır.
- Bu nedenle ICOR’da birleşen örgütler, Afrika’nın mücadele eden halklarına, özellikle de işçi sınıfı ve gençliğe, yeni sömürgeciliğin her türüne karşı şiddetli bir direnişe öncülük edebilmek için bu darbelerle ilgili tüm yanılsamalardan kendilerini tamamen uzaklaştırmaları yönünde acil bir çağrıda bulunmaktadır. Bu direniş yalnızca eski emperyalist soygunculara –Fransa, Britanya, Almanya ve ABD– karşı değil, aynı zamanda şu anda kıtada siyasi ve ekonomik hegemonyalarını dayatmak için sömürgecilik karşıtı söylemlere ve halkların sefaletine dayanan Rusya, Çin, Hindistan ve Türkiye gibi yeni emperyalist kutuplara karşı da yönlendirilmelidir. Tüm bunlar emperyalist güçler arasındaki amansız rekabeti teyit etmektedir. İnkâr edilemez bir şekilde, Afrika’nın mücadele eden halkları artık yeni efendilere ihtiyaç duymuyor, kendi kurtuluşlarının yazarı ve temsilcisi olarak kalmak için kurtuluşları için kararlılıkla mücadele etmek istiyorlar!
- Bu koşullar altında, Sahel’in ezilen halklarının, sınıf çıkarlarını temsil edebilecek ve bu ulusal ve sosyal kurtuluş mücadelesinde onlara önderlik edebilecek demokratik, anti-emperyalist ve komünist örgütlerin ortaya çıkmasına ihtiyaç duydukları konusunda artık hiçbir şüphe kalmamıştır.
- ICOR Afrika Kıta Koordinasyonu, Avrupa, Asya ve Latin Amerika’daki demokratik ve anti-emperyalist örgütlerle birlikte: Afrika ülkelerinin gelişimini engelleyen ve zincirleyen çeşitli sömürge anlaşmalarını kınıyor; çeşitli emperyalist kutupların ordularının Afrika kıtasındaki tüm askeri üslerinin derhal kapatılmasını talep ediyor!
Sahel ve Afrika’daki mücadeleci halkları farklı emperyalist kutuplara karşı boyun eğmeyen kurtuluş mücadelesini sürdürmeye çağırıyoruz.
21.09.2023