Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı Köksalan ve Yazçiçeği ile Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Yücebağ ve Yetkinler kırsal mahallelerinde 20 Haziran tarihinde yaşanan yangında 15 kişi hayatını kaybetti.
Binlerce hektar ekili arazi küle döndü. Binlerce evcil ve yaban hayvanı telef oldu.
Diyarbakır Valiliği ve Sağlık Bakanlığı yangının çıkış nedeni olarak “anız yakılmasını” gösterirken, yangın bölgesinde incelemelerde bulunan İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, Bakanlık ve Diyarbakır Valiliğini yalanlayarak, “Yangın şu sebeptendir dediğimiz bir tespitimiz yok” dedi.
Devlet yetkililerinin yaptığı açıklamalar birbiri ile çelişirken, yangın alanında yapılan gözlemler ve tanıkların anlatımları, yangının elektrik tellerinin birbirine çarpması sonucu düşen kıvılcımların toplanmamış buğday tarlasına düşmesi ile başladığını, yangının rüzgâr nedeniyle geniş bir bölgeye yayıldığını gösteriyor.
Yangın bölgesinde incelemelerde bulunan Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu, hazırladığı raporunu kamuoyuyla paylaştı.
Raporda elektrik direkleri ve telleri ile ilgili şu saptama yapılıyor:
“Köy sakinleriyle yapılan görüşmelerde, elektrik direklerinin 1987 yılında kurulduğu, 37 yıllık süreç içerisinde bakım ve onarım çalışmasının yapılmadığı, olağan dışı durumlar karşısında oluşabilecek zararlara dair gerekli önlemlerin alınmadığı, afet süreçleriyle ilgili herhangi bir bilgilendirme ve hazırlık çalışmasının yapılmadığı bildirilmiştir.”
Bölgede köylüler defalarca Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.’ne elektrik telleri hakkında şikayette bulunduklarını, şikâyetlerinin dikkate alınmadığını, gereğinin yapılmadığını ısrarla dile getiriyor.
Devletin yangına müdahalesi ise yeterli olmamıştır. Tepeden tırnağa silahlanmış, askeri gücü ile övünen, toplumsal olaylara anında müdahale eden devlet; söz konusu doğal afetler olunca müdahalede yetersiz kalıyor. Hele hele söz konusu Kürt illeri de olunca müdahale etmede hiç acele etmiyor.
Üretimin temel amacının hep daha fazla kâr olduğu bu düzende böyle olması hiçte şaşırtıcı değildir.
Kapitalizmde merkezde insan değil kâr durur. Baskı ve sömürüye karşı mücadeleyi bastırmak için tepeden tırnağa silahlanan devlet, doğal afetlere müdahale için yeterli hazırlığı yapmıyor, sınıfta kalıyor. Bu durumu her doğal afette görüyor ve yaşıyoruz.
Zira burjuva devletin asli görevi sermayenin çıkarlarını korumaktır. İşçileri, emekçileri, ezilenleri sermaye yararına baskı altına almaktır. Hakkını yemeyelim! Bu işi iyi yapıyor!!
Yangınların milleti yoktur. Yangınlar canlılar için felakettir, Ege’de, Akdeniz’de, İstanbul‘da yangınlar ile Dersim‘de, Cudi’de Mardin’de, Diyarbakır’da yangınların farkı yoktur. Yangın yangındır.
Ancak insanlıktan nasibini almamış olanlar, yere ve milletine göre yangınlar arasında ayrım yapıyorlar…
23 Haziran 2024