Hakkari Belediyesine kayyım atanması, İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri tarafından 29 Haziran Cumartesi günü Kartal’da gerçekleştirilecek miting ile protesto edilecek.
Mitingin örgütleyicisi kurumlar 20 Haziran’da Taksim Hill Otel’de düzenledikleri basın toplantısı ile “Emeğimiz ve Özgürlüğümüz için Kayyumlara Geçit Vermeyeceğiz!” şiarıyla gerçekleştirecekleri mitinge katılım çağrısı yaptılar.
Mitinge katılım çağrısı yapan, örgütleyen kurumlar şunlar:
KESK İstanbul Şubeler Platformu, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, CHP, DEM Parti, TİP, Kaldıraç, TÖP, EMEP, SOL Parti, Halkevleri, EHP, BDSP, SODAP, SYKP, ESP, DKDER, Proleter Devrimci Duruş, Partizan, SOLDER, İstanbul Halkevleri Koordinasyonu, İşçi Demokrasi Partisi, Yeşil Sol Parti.
Devrimci gruplar (ESP, Kaldıraç, BDSP, PDD, Partizan, DKDER, SODAP vs.) CHP ile eylem birliği yapıyor, miting örgütlüyor, birlikte mitinge katılım çağrısı yapıyor.
Biz CHP ile eylem birliği yapılmasını, birlikte eylem örgütlenmesini, bir platformda yer alınmasını, bir bildiriye imza atılmasını ilkesel olarak yanlış buluyoruz. Bu nedenle miting örgütleme toplantılarına katılmadık. Mitingin örgütleyicisi olmadık.
CHP ile eylem birliği yapmak başka, eylem birliği yapmadan bir eylemde, örneğin 1 Mayıs’ta aynı eylemde yan yana gelmek başkadır.
CHP düzen partisidir. Sermaye partisidir. Kurumsal olarak faşist bir partidir. Egemen sınıf partisidir.
Bu niteliklere sahip bir parti ile kayyımlara karşı birlikte mücadele edilmez! Eylem birliği yapılmaz!
Burjuvazinin bir bölümü ile birlikte burjuvazinin diğer bölümüne karşı mücadele edilmez!
Demokrasi uğruna mücadele, sadece iktidarda olan burjuva kliğe karşı mücadele olarak kavranıp verilemez!
Devrimcilerin görevi sadece iktidarda bulunan burjuva kliğe karşı mücadele değil, bir bütün olarak sermayenin düzenine karşı mücadele olmalıdır.
Kavgamız bir bütün olarak sömürü düzenini yıkma kavgası olmalıdır.
Bugün Kuzey Kürdistan/Türkiye’de burjuva klikler arasında, diğer bir ifadeyle hakim sınıflar arasında iktidar mücadelesi yaşanıyor.
T.C devleti tarihi aynı zamanda egemenler arasındaki iktidar mücadelesi tarihidir. Tek parti, çok partili dönemden süre gelen mücadelenin özü devleti kimin yöneteceği, devlet nimetlerinden kimin faydalanacağı, kimin pastadan daha fazla pay alacağı kavgasıdır.
Bugün yaşanılan kavganın da özü budur. Bu kavganın bir yanda “tüm emperyalistlere karşı yerlilik ve millilik!”, diğer yanda demokrasi, insan hak ve özgürlükleri ile süslenmesi/cilalanması bizi aldatmamalıdır.
Faşizm bugün iktidarda olan AKP/MHP tarafından uygulanıyor. Fakat olası bir CHP iktidarında da esas olarak değişen bir şey olmayacaktır. CHP de faşizmi uygulayacaktır. Bunu görmek için CHP’nin iktidarını beklemeye gerek yoktur. Düne bakmak, CHP’nin iktidar olduğu dönemlere bakmak yeterli olmalıdır.
Burjuvazinin bir bölümünün temsilciliğini yapan CHP, anda hükümet olarak burjuvazinin çıkarlarını savunan, fakat burjuvazi içinde de öncelikli olarak bir kesimin temsilcisi olan AKP/MHP yönetimine karşı oluşan haklı tepkiyi, iktidara gelmek için kaldıraç olarak kullanmaya çalışıyor.
Tepkimizi sadece AKP/MHP yönetimine değil; öncelikli olarak AKP/MHP yönetimine olmak üzere, bir bütün olarak burjuvazinin düzeni olan kapitalist sisteme karşı yöneltmeliyiz.
Egemenler arasındaki kavgadan bizim yararımıza bir şey çıkmaz!
Onlar arasındaki iktidar mücadelesi, bizim mücadelemiz değildir! Bu mücadelede taraf tutmamalı, bir tarafın yanında yer almamalı, bir tarafın yedeğine düşmemeliyiz.
Bizim mücadelemiz bir bütün olarak sömürü düzenine karşı olmalıdır.
Bu sebeple diyoruz ki tek yol burjuvaziden bağımsız sınıf mücadelesidir.
Yazı içinde açıkladığımız nedenlerden dolayı, “Emeğimiz ve Özgürlüğümüz için Kayyumlara Geçit Vermeyeceğiz!” mitingi örgütleyicisi olmayı doğru bulmasak ta, kendi rengimiz ile kendi ajitasyon ve propagandamız ile mitinge katılacağız.
23 Haziran 2024