Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yeni Suriye yönetimi arasında anlaşma sağlandı.
Mazlum Abdi ile Ahmet Şara’nın imzaladığı anlaşma şöyle:
“*Tüm Suriyelilerin, dini veya etnik kökenine bakılmaksızın liyakate dayalı temsiliyet ve siyasi katılım hakkının güvence altına alınması,
*Kürt toplumunun Suriye’nin ayrılmaz bir parçası olarak tanınması ve anayasal haklarının garanti altına alınması,
*Suriye topraklarının tamamında ateşkes sağlanması,
*Kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır kapıları, havaalanları ve petrol ile gaz sahaları da dahil olmak üzere devlet yönetimi altında birleştirilmesi,
*Tüm yerinden edilmiş Suriyelilerin, devlet koruması altında kendi memleketlerine dönüşünün sağlanması,
*Suriye’nin, Esad yönetiminin kalıntılarına ve ülkenin güvenliği ile birliğine yönelik tüm tehditlere karşı mücadelesinin desteklenmesi,
*Bölünme çağrılarına, nefret söylemine ve çatışma çıkarmaya yönelik girişimlerin reddedilmesi,
*Anlaşmanın yıl sonuna kadar uygulanmasını sağlamak amacıyla uygulama komitelerinin çalışmalara başlaması.”
Anlaşmanın gösterdikleri:
HTŞ iktidarı ele geçirdikten sonra, SDG ile HTŞ arasında başlayan görüşmeler anlaşma ile sonuçlandı.
HTŞ bugüne kadar Suriye’de yaşayan halkları Kürtleri, Dürzileri, Ermenileri, Süryanileri, Nusayrileri yönetime katma konusunda adım atmadı. Bundan sonra atar mı süreç gösterecek.
HTŞ yerel iktidar odakları ile gücü oranında iktidarı paylaşmazsa, bunları yönetime katmazsa; Suriye’nin Esad döneminden daha büyük bir kaos ve kanlı bir iç savaş içine sürüklenmesi, düşük devlet olma durumundan çıkıp bütünüyle parçalanması kaçınılmaz olacaktır.
Son olarak Suriye’nin kıyı şeridinde, Lazkiye ve çevresinde, HTŞ’nin iktidarını kabul etmeyen, iktidara karşı mücadele çağrısı yapan silahlı gruplar ile yeni yönetimin ordusu arasında çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalarda HTŞ ve güdümündeki cihatçı gruplar silahsız, sivil Nusayri Alevi katliamları yaptı. Tam da bu ortamda SDG ile yeni yönetimin anlaştığı duyuruldu.
Bu anlaşma Rojava’da kurulan demokratik özerk yapının ortadan kaldırılmasının ilanıdır.
Kürtler tanınacak ve anayasal haklara sahip olacak. Bunun nasıl olacağı verilen söz dışında belli değildir.
Bu anlaşma ABD’den bağımsız düşünülemez. Gelişmeler ABD’nin “müttefiki” SDG’nin yeni Suriye yönetimi ile anlaşmasına onay verdiğini gösteriyor.
Abdullah Öcalan’ın “Barış ve demokratik toplum çağrısı” Rojava’da yansımasını bulmuştur. SDG çağrının gereğini yerine getiriyor.
Öcalan’ın silah bırakma çağrısının PKK’ye yapıldığı, SDG’yi kapsamadığı argümanı bu anlaşma ile çökmüştür.
Emperyalist sistemde halklar yararına çözüm yoktur!
Suriye’de çeşitli ulus ve milliyetlerden işçiler, emekçiler, ezilenler, halklar için tek çözüm, ulusların ayrılma hakkına sahip olduğu, özgür bir ortamda tüm milliyetlerin eşit koşullarda yan yana yaşadığı, demokratik federatif bir Suriye devletidir.
11 Mart 2025