Ortadoğu yangın yeri.
Filistin’de süren, Lübnan’a taşınan, Ortadoğu’ya yayılma potansiyeli olan savaş, dünya genelinde emperyalist büyük güçler arasında süren hegemonya dalaşının/paylaşım savaşının parçasıdır.
Bu savaş, emperyalist dünyada değişen güç dengelerinin zorunlu kıldığı dünyanın yeniden paylaşılması dalaşının parçasıdır.
Bu savaş ABD önderliğindeki Batılı emperyalistlerin Ortadoğu’da güvenilmez rejimleri “demokrasi”, “insan hakları”, “batının yüce insani değerleri” vb. adına devirip, Ortadoğu’da Batılı emperyalist rejimler üzerinden egemenlik kurma ve koruma savaşıdır.
Savaşın bir tarafında Siyonist İsrail, onu destekleyen ABD ve batılı emperyalist ülkeler var. Savaşın diğer tarafında İran ve onun Ortadoğu’da uzantıları olan Yemen’de Husiler, Lübnan’da Hizbullah, Gazze’de Hamas var. Batılı emperyalistlerin Ortadoğu’da tam hâkimiyetinin önündeki en büyük engel dinci faşist İran molla rejimidir.
Ortadoğu’ya yayılma potansiyeli olan savaş iki yanlı haksız savaştır. Batılı emperyalistlerin, siyonist İsrail’in kendi çıkarları doğrultusunda Ortadoğu’yu dizayn etme savaşına İran ve uzantıları olan örgütler direnmektedir. Ortadoğu yeni paylaşım savaşının arenasıdır. Olası savaş hegemonya savaşıdır. Bu nedenle bu savaşta desteklenecek yan yoktur.
Olası savaş işçilerin, emekçilerin savaşı değildir! İşçilerin, emekçilerin bu savaştan hiçbir çıkarı yoktur.
Hamas Filistin’de İslam devleti kurmak için savaşıyor.
Filistin’de yürüyen savaşın karakterini, Filistin Arap ulusunun işgale karşı direnişi, kendi devletini kurma ulusal öğesi değil, tam tersine batılı emperyalistlerin Ortadoğu’yu dizayn etme savaşı, faşist molla rejimi ve uzantısı örgütlerin direnişi belirlemektedir.
Hamas, Hizbullah, İslami Cihad anti-emperyalist, devrimci örgütler değil, İslamcı, faşist, antisemitist örgütlerdir.
Biz bu örgütleri değil Filistin, Lübnan halkının Siyonist işgale karşı mücadelesini, direniş içinde varsa komünist devrimci güçleri destekleriz.
Ortadoğu’da olası savaş, halklar için yıkım demektir. Kan, gözyaşı, yerini yurdunu terk etmek zorunda kalmak, göç yollarına düşmek demektir. Savaştan işçilerin, emekçilerin çıkarı yoktur.
Gerici, emperyalist savaş halklar için tam bir felaket, sermaye için kârlı rant kapısıdır. Savaş, sermayenin egemenliğini perçinleyen bir araç, kârlarına kâr katmalarını sağlayan kârlı rant kapısıdır.
Siyonist barbarlığa dur diyelim!
Siyonist İsrail devleti 7 Ekim 2023’te Gazze’de Filistin halkına karşı başlattığı soykırım/katliam savaşını Ortadoğu’ya yaymak için her türlü saldırganlığı/provokasyonu yapıyor.
Filistin halkına karşı sürdürdüğü savaşta kural, sınır tanımıyor.
Güney Lübnan, Beyrut İsrail savaş uçakları tarafından sürekli bombalanıyor. Binlerce insan katledildi/katlediliyor. Yüz binlercesi yerinden yurdundan edildi/ediliyor.
Dünyanın gözü önünde siyonist İsrail, Gazze ve Lübnan’da katliamlar gerçekleştiriyor. Batılı emperyalistler, “İsrail’in kendisini savunma hakkı olduğunu ve terörizme karşı mücadele ettiğini” söyleyerek Siyonist devleti desteklemeye devam ediyor.
Onlar Gazze’de taş üstünde taş bırakılmamasını, 45 bini aşkın insanın öldürülmesini “terörizme karşı mücadele” olarak görüp destekliyorlar.
17-18 Eylül’de siyonist İsrail devleti Hizbullah’ın iletişim sistemlerini hedef aldı. Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazları ve telsizler patlatıldı. Binlerce kişi yaralandı, onlarca kişi öldü.
İsrail nokta atışları ile Hizbullah komutanlarına suikast düzenliyor.
27 Eylül Cuma günü Beyrut’a düzenlenen hava saldırısında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah öldürüldü.
Bu ağır bombardımanda 85 ton patlayıcı, ABD yapımı bombalar kullanıldı.
İsrail ordusu Güney Lübnan’a ‘Kuzey Okları’ ismini verdiği işgal harekâtı başlattı. Lübnan İsrail sınırında Hizbullah ile İsrail ordusu arasında çatışmalar yaşanıyor.
1 Ekim’de İran, yüzlerce balistik füzeyle İsral’i hedef aldı.
Devrim Muhafızları Ordusu yaptığı açıklamada, İsrail’e çok sayıda füze gönderildiği, İsrail’in misilleme yapması durumunda Tahran’ın tepkisinin ‘çok daha yıkıcı olacağı’ belirtildi. Füzelerin, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Hamas lideri İsmail Haniye ve Devrim Muhafızları Ordusu’ndan Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan’ın suikastlarına misilleme olarak ateşlendiği açıklandı.
Türk devleti, devleti yöneten AKP/MHP iktidarı sözde Filistin halkının dostudur. Onlar için belirleyici olan kendi çıkarlarıdır.
İsrail ile ticaret sürüyor. Türkiye üzerinden İsrail’e petrol sevkiyatı devam ediyor.
Sömürgeci, işgalci konumda olanların, Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkını zor ile engelleyenlerin, Filistin için kendi kaderini tayin hakkını savunmaları sahtekârlıktır.
Emperyalizm, bölge gerici devletleri var oldukça, sermayenin çıkarları uğruna hegemonya dalaşı oldukça gerici emperyalist savaşlar da olacaktır.
Gerici emperyalist savaşlara son vermenin tek yolu işçi sınıfı önderliğindeki devrimlerdir.
Milliyeti ne olursa olsun işçiler, emekçiler kendi burjuvazisinin bayrağı altında değil, işçi sınıfının kızıl bayrağı altında toplanmalı, gerçek düşmanı olan kendi burjuvazisinin iktidarını yıkmalı, kendi iktidarını kurmak için mücadele etmeli, örgütlenmelidir.
Lübnan’da, Gazze’de derhal ve kayıtsız koşulsuz ateşkes!
İsrail, Lübnan’dan ve Gazze’den derhal geri çekilmelidir!
Kahrolsun Siyonist barbarlık!
Yaşasın Filistin ulusunun ulusal kurtuluş mücadelesi!
4 Ekim 2024