Düşük ücret ve kötü çalışma koşullarına karşı, 6 Ekim itibariyle 77 gündür direnen Polonez işçilerini, direnişlerinin 76. gününde ziyaret ettik.
Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu’nun organizasyonu ile gerçekleşen ziyarette çoğunluğu kadın olan işçilerle, Polonez’de kadın işçi olmanın ne demek olduğunu, direnişin nedenlerini ve direniş sürecini konuştuk.
Polonez sucuk fabrikası, 1960 yılında kurulan Trakya Et ve Süt Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. bünyesinde üretilen şarküteri ürünleri markasıdır.
Daha sonra 2021 yılında Suudi bir şirket tarafından devralınan Polonez fabrikası, bugün İstanbul Çatalca’da 5 bin metrekarelik kapalı alanda üretim yapıyor.
Aralarında Migros, Dominos gibi şirketlerin de olduğu bir çok büyük yere sucuk, işlenmiş et ürünleri satıyor.
Oldukça yüksek kârlara sahip olan Polonez’in en büyük gelir kaynağı, kadın işçi emeğinin kölelik koşullarında sömürüsü…
Ziyaretimiz sırasında sohbet ettiğimiz kadın işçiler, fabrikanın yedi, on, hatta 20 yıllık çalışanları olmalarına rağmen şu anda aldıkları ücretin asgari ücretin de altında kaldığını belirtiyorlar. Bir kadın işçi en son aldığı ücretin 16400 TL olduğunu söyledi.
İşçiler günde 10, 11 saat çalıştırılıyor, fakat mesai ücreti ödenmiyor. Pazar günleri de çalışmak zorunda bırakılan işçilerin aldığı maaş 22 bin TL’yi geçmiyor. Kadın işçiler özellikle pazar günleri mesai ücreti ödenmeden çalıştırılmaya isyan ediyorlar. Bir kadın işçi isyanını “bir pazar oturup çocuklarım ve eşimle kahvaltı yapamıyorum” diyerek dile getiriyor.
Kadın işçiler sadece pazar günleri değil, gece de çalıştırılıyorlar ve bu çalışma maaş bordosuna bile yansıtılmıyor! Tüm bunların yanında ürün yetiştirme baskısı, mobbing ve aşağılanma ise cabası…
Bu kölelik koşullarına daha fazla dayanamayan işçiler sendikalı olmak için harekete geçtiklerinde karşılarında patronu ve devletin polisini buluyorlar. Tekgıda-İş’te başlatılan sendikalaşmanın açığa çıkmasının ardından, patron ilk önce çoğunluğunun kadın olduğu 13 öncü işçiyi daha sonra ise 133 işçiyi işten çıkarıyor.
Polonez işçileri iki ayı aşkın bir süredir yürüttükleri grev boyunca bir çok engelleme, baskı, tehdit, polis şiddeti ve gözaltı ile karşı karşıya kaldı. Fabrika önünde direnen işçilere saldıran polis, kadın işçilerin verdiği bilgiye göre kimisinin kafasını, kimisinin kaburgasını ve kimisinin de bacağını kırdı.
İşçiler polis şiddeti ile kelepçelenerek gözaltına alındı. Ömürlerinde ilk defa bir işçi direnişinde yer alan ve polis şiddeti ile karşılaşan işçiler, devletin ve polisin kendi devleti ve polisi olmadığını, patronların devleti ve polisi olduğunu, onların çıkarlarını korumak için her türlü şiddeti uygulamaktan çekinmediğini, yaşadıkları tecrübe ile öğrendiklerini dile getiriyorlar.
Gerçekten de grev yerine gittiğimizde gözümüze çarpan ilk şey polis ablukası oldu. Fabrikanın önünde ve çevresinde olağanüstü bir polis yığınağı söz konusu. Adeta kuş uçurtulmuyor! Bundan rahatsız olan işçiler, bu boyutlardaki şiddete ve polis ablukasına bir anlam veremediklerini belirtiyorlar.
Direnişi kırmak için patron devlet el ele vermiş her türlü saldırıyı deniyor. Fabrikaya grev kırıcılarının sokulması ve çalıştırılması bir yana, grevdeki işçiler bir de çocukları ile tehdit edildiler! İşçiler Çatalca Emniyet Müdürü tarafından; eğer direnişe son verilmezse, çocuklarının okulunu yakacakları ve bir daha iş bulamayacakları şeklinde tehdit edildiler. Konuştuğumuz işçi kadınların bazıları, bunun aileleri üzerinde etkili olduğunu, çocuklarının “anne direnişi bırak yoksa geleceğimizi yakacaklar” şeklinde konuşmaları olduğunu söylüyorlar.
Fakat kadın işçiler, kendilerini ve ailelerini bu tür yollarla korkutarak direnişi kırmaya çalıştıklarının bilincindeler ve tüm baskı, yıldırma çabaları ve tehditlere rağmen direnişlerinde oldukça kararlılar. Haklarını alan kadar da fabrika önünden gitmeyeceklerini, direnişi bitirmeyeceklerini söylüyorlar.
Polonez işçilerinin talepleri şunlar:
Maaş zammı, sendikanın kabul edilmesi, işten atılan işçilerin işe geri alınmaları, mesai ücretlerinin eksiksiz ödenmesi ve üretim baskısı ve mobbingin son bulması.
Bu talepler için sonuna kadar direneceklerini dile getiren Polonez kadın işçilerinin en çok ihtiyacı olan şey geniş kamuoyu desteği.
İşçiler tüm kesimlerden destek ve dayanışma bekliyorlar. Bu direnişin kazanım ile sonuçlanması için en fazla desteği sağlamak, direnişi duyurmak, Polonez’in kadın işçileri ile dayanışma içinde olmak en çok bizlere, biz sınıf bilinçli işçi ve emekçi kadınlara düşüyor. Bu bilinçle haydi kadın işçilerinin direnişini desteklemeye! Onlarla dayanışma içerisinde olmaya!
Yaşasın Polonez kadın işçilerinin direnişi!
Yaşasın kadın dayanışması!
6 Ekim 2024