18 yıl önce, organize devlet cinayeti ile katledilen Hrant Dink katledildiği yerde, eski Agos gazetesi bürosunun bulunduğu Sebat apartmanı önünde anıldı.
Sebat Apartmanı üzerinde Hrant Dink’in fotoğrafı ile “Hafıza hakikat hayat hasret” yazısının yer aldığı afiş asıldı.
Anmada üzerinde “Hakikat”, “Hayat”, “Hasret” ve “Hafıza” yazılı Kürtçe, Ermenice ve Türkçe yazılı lolipoplar taşındı. “Sarı Gelin” türküsü, Türkçe ve Ermenice ve Ermenice ezgiler çalındı.
Anmaya binlerce kişi katıldı.
Anmaya katılanlar, “Buradayız Ahparig!, Hrant için adalet için!, Hepimiz Hrantız hepimiz Ermeniyiz!, Yaşasın halkların kardeşliği!, Faşizme inat kardeşimsin Hrant!, Biz bitti demeden bu dava bitmez!, Katil devlet hesap verecek!, Faşizme karşı omuz omuza!, Katiller halka hesap verecek” sloganları attı.
Hrant’ın vurulup kaldırıma düştüğü saat 15.05’te saygı duruşu eşliğinde Hrant Dink’in “Su çatlağını buldu” konuşmasının ses kaydı dinlendi.
Osman Kavala ve Çiğdem Mater’in gönderdiği mesajlar okundu.
Bu yıl “Hrant’ın Arkadaşları” adına yazar Takuhi Tovmasyan konuştu.
Tovmasyan konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“18 yıl önce seni kaybettiğimiz o kara günden bugüne her yıl bu pencerenin önünde binlerce insan toplandı, senin adalet ve barış aşkını andı, sana kalkan elleri ve o elleri hazırlayan iklimi lanetledi. Bugün hâlâ hep birlikte lanetliyoruz. Hrant’ım, güzel kardeşim; bu yıl buradan sana seslenmemi istediler. Bu kadar acının içinde nasıl ‘Hayır’ diyebilirdim ki?”
“Canım Hrant’ım, 18 sene oldu, aynı Takuhi yayamın Mardig amcamın öldüğüne inanmadığı gibi, ben de senin öldüğüne inanmıyorum, inanamıyorum, kabul edemiyorum, senin canına bir irmik helvası kavuramıyorum! Yüreğim ilk günkü gibi sızlıyor. Kıvranıyordum ki, kendimi bu acıya katlanabilir bir teselli ile avutuyor buldum. Bak güzel kardeşim, sana söz veriyorum, günün birinde, hayali ile yaşadığın, yüreğini, aklını, nefesini tükettiğin o sınır kapısı var ya… Şayet bir gün açılırsa, Takuhi yayamdan kalma bakır tenceremi alıp, açılan sınır kapısında bir irmik helvası kavuracağım. Senin hayallerinin gerçekleşeceği o günü ben görür müyüm bilmiyorum… Ama şayet yaşarsam bu sözümü tutacağım. Bu fikir beni ancak teselli ediyor. Hatta bazı coşuyorum, hayalimi büyütüyor, bir kazan değil, onlarca kazan irmik helvası yapmayı / yaptırmayı düşünüyorum. Bu topraklarda bir fikir uğruna, bir hayal uğruna can veren veya canı elinden alınanlar için… “
“Canım kardeşim, seninle oturup buna benzer hayaller kurduğumuzda nasıl parlardı gözlerin, nasıl gülerdi yüreğin, gözümün önüne geliyor şimdi. Sonra hayal dünyasından gerçek dünyaya geçtiğimde “yine dağıtma peynirleri Takuhi” diyorum kendi kendime. Kardeşin de demedi mi “bu ülkede güvercinlere dokunmazlar” diye… Ne oldu, güvercinlerin en ak yüreklisine dokunmadılar mı? Ne yaşımdan ne de sağlığımdan bir kuşkum var. Ama o günleri ben göremem diye düşünüyorum. Maalesef o günler çok uzakta gibi görünüyor. Sizler görebilirsiniz diye inanıp vasiyet ediyorum, benim yerime lütfen siz gerçekleştirin benim irmik helvası hayalimi. Alın tencerelerinizi, gidin Kars sınır kapısına, dağıtın iki yakanın halklarına. Yetmedi, bu ülkeye barış geldiğinde gidin her sınır kapısına, Habur’a, Sarp’a, İpsala’ya, Kapıkule’ye, Karkamış’a, Ceylanpınar’a, her dilden bildiğiniz dualar eşliğinde kavurun irmikleri. Dağıtın sınırların iki tarafındaki halklara.”
Hrant’sız 18 yıl geçti.
Kaç yıl geçerse geçsin, daima seninleyiz, buradayız ahparig!
Unutmayacağız!
Unutturmayacağız!
19 Ocak 2025