14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için siyasi partilerin hummalı hazırlığı/çalışması sürüyor.
Burjuva siyasette ilke, kural yok! Onlar için belirleyici olan çıkarlar. Oy için, çıkarlar için görüşmeler/pazarlıklar yapılıyor.
Düzen partilerinin kimisinin yaptığı pazarlıklar sonuca varıyor, kimisinin ise pazarlıklarda anlaşılamadığı için sonuca varamıyor.
Siyasi partiler seçimlere kilitlenmiş durumda.
Emek ve Özgürlük İttifakı da beklenen Cumhurbaşkanlığı seçimi için kararını açıkladı.
İttifak Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacak. Aday çıkarmama kararı Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun destekleneceği anlamına geliyor.
Siyasi olarak Millet İttifakı söylemde tek adam diktatörlüğüne karşı demokrasinin, kayırmacılığa karşı liyakatin, adaletsizlik ve hukuksuzluğa karşı “hak hukuk adalet”in savunucusudur.
Bu ittifakı oluşturan partilerin gerçek siyasi konumlarını geçmişten biliyoruz. Bu güzel hedef ve lafların iktidara gelindiğinde unutulacağını, faşizmin bu kez Millet İttifakı tarafından uygulanacağını biliyoruz.
Millet İttifakı’nın diğer partileri, aslında kıymeti harbiyesi olmayan DP dışında, AKP ve MHP eskisi partilerdir. Bu ittifaktan “demokrasi, hak, hukuk, adalet” vb. beklemek boş iştir.
Cumhur ve Millet İttifakı arasındaki iktidar kavgasından halk için yararlı bir şeyler çıkacağını düşünmek saflık değilse aptallıktır.
14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerden halk için demokrasi, halk için refah, halk için daha iyi bir yönetim vs. çıkmaz. Eski tas eski hamam yerinde kalır. Olsa olsa tellaklar değişir.
14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin bugün koyu bir biçimde uygulanan faşizme meşruiyet kazandırma dışında hiçbir işlevi yoktur.
Paralel yapılacak milletvekili seçimlerinde, Türk Tipi Başkanlık Sisteminde lak lak alanı olan, yasa yapma dışında işlevi olmayan parlamento faşist sisteme geçirilmiş maske işlevi görmekte, sisteme demokratik meşruiyet görünümü sağlamaktadır.
Devrim ve sosyalizm adına bu işleve sahip parlamentoda yer almak, faşizme demokratik meşruiyet görünümü sağlamaya hizmet etmeye yarar.
14 Mayıs seçimleri burjuvazi açısından, her ikisi de Türkiye’yi emperyalistleştirme siyasetine sahip burjuva kesimleri arasında geçecektir.
Burjuvazinin Türkiye’yi her iki emperyalist kamptan bağımsız, ayrı bir emperyalist güce doğru geliştirmek isteyen kesimi Cumhur İttifakı saflarında toplanmıştır.
Türkiye’nin emperyalistleşmesini ancak batılı emperyalist güçlerin “küçük ortağı” olarak mümkün gören kesimi Millet İttifakı içinde toplanmıştır.
Bu açıdan bakıldığında burjuvazi açısından 14 Mayıs seçimi, “bağımsız emperyalist güce doğru gelişme mi?” Yoksa “batılı emperyalist kampın küçük emperyalist ortağı”mı? seçimidir.
İşçiler, emekçiler açısından Türkiye’yi emperyalist kamptan bağımsız, ayrı bir emperyalist güç haline dönüştürme amaç ve hedefinde desteklenecek bir yan yoktur.
14 Mayıs seçimleri halk açısından sonuçta, gelecek beş yıl Cumhur İttifakı mı, yoksa Millet İttifakı tarafından ezilmek, baskı altına alınmak istersiniz sorusuna cevap verme seçimidir!
Kırk katır mı/kırk satır mı, veba mı/kolera mı istersiniz? sorusudur sorulan.
Bu soruya verilecek tek cevap, ne biri ne ötekidir.
Ne Erdoğan, ne Kılıçdaroğlu! Ne Cumhur, ne de Millet İttifakı! Tek yol devrim!
Umut sandıkta değil, sınıf mücadelesinde! Devrimde!
Yaygınlaştırmamız gereken doğru tutum budur.
Seçimlerde egemen sınıfın temsilcileri arasında tercih yapmaktan öte fonksiyonu olmayan işçiler, emekçiler açısından burjuvazinin iktidarı şartlarında yapılan seçimlerin fazla bir değeri ve önemi yoktur.
En iyi halde bilinçli, sınıf bilinçli proletaryanın halk desteği gücünü ölçmek için bir araç olarak, ya da seçim ortamından ve seçimin konusu olan kurumlardan da düzenin yıkılması gerektiğini propaganda etmek için yararlanma açısından bir değeri vardır.
Seçimler yoluyla iktidara gelmek, iktidardan pay almak, bu yolla halk için yararlı işler yapmak, hele hele düzeni değiştirmek vs. vs. boş hayaldir.
Burjuvazinin iktidarı şartlarında seçimlerle gerçekten bir şeyler kökten değişecek olsa, o seçimler yapılmaz!
Bu nedenle çare sandıkta değil, çare kapitalizmin devrimle tarihin çöplüğüne gömülmesinde, halkın kendi öz iktidarındadır.
Yazıda kısaca açıkladığımız nedenlerden dolayı, bizim açımızdan 14 Mayıs seçimlerinde desteklenecek, oy verilecek parti, ittifak yoktur.
Sandığa değil sınıf mücadelesine yoğunlaşalım!
Sınıf mücadelesini yükseltelim!
Kapitalizmi yıkmanın yolu sandıktan değil devrimden geçer!
22 Mart 2023