SEÇİM ALDATMACASIYLA OYALANMAYALIM!
SINIF MÜCADELESİNE YOĞUNLAŞALIM!
14 Mayıs 2023’te Cumhurbaşkanı ve 28.Dönem Milletvekili Genel Seçimi yapılacak.
Egemenler işçi ve emekçileri bir kez daha sandık başına çağırıyor, kendi aralarında yürüyen dalaşta işçi ve emekçileri kullanmak istiyor. Önümüze bilinen tercihler yine sürülüyor, kötüler arasında tercih yapmamız isteniyor. Her biri birbirinden berbat olan alternatifler, önümüze demokrasi, hukuk, hak, laiklik ve adalet vb. adına sürülüyor.
Esasta burjuva siyasetin kendi arasında oynadığı seçim oyununda işçilere, emekçilere biçilen rol seçim sandığına gitmek, iki seçim arasında hangi burjuva kliğin sömüreceğine karar verme rolüdür.
Bu oyunda kazanan hangi burjuva klik olursa olsun, kaybeden hep işçiler, emekçiler, ezilenlerdir.
Bugün kitlelerde hayat şartlarının kötüleşmesine, fiyatların yükselmesine, yoksulluğun artmasına, işsizliğin tavan yapmasına, artan baskılara bağlı olarak gelişen bir hoşnutsuzluk var.
Burjuva klikler kitlelerin bu hoşnutsuzluğunu kendi iktidar dalaşlarında bir manivela olarak kullanarak, hoşnutsuzluğu rakiplerine yöneltip kendisini alternatif olarak sunabiliyor.
Burjuva siyaseti kitlelerin biriken/yükselen öfkesinin kapitalist sisteme yönelmesini engellemeye çalışıyor, sorunları çözeceklerinin propagandasını yapıyorlar.
Bu çarkı kırmamız gerekiyor.
SEÇİMLER NEYİ DEĞİŞTİRİR?
Burjuva, düzen partilerinin programlarına, seçim vaatlerine baktığımızda bol vaatlerin olduğunu görürüz. Seçim kampanyası döneminde bol keseden atarlar, adeta “cennet” vaat ederler. Fakat iktidara geldiklerinde bunları unuturlar. Burjuvazinin çıkarları doğrultusunda siyaset izlerler. İşçilerin, emekçilerin payına düşen ise hep baskı ve sömürü olur.
İşsizlik, kötü çalışma koşulları, yoksulluk, güvencesizlik, taşeron sistemi, sendikasızlaştırma, doğanın talanı, ulusal baskı, erkek egemenliği, zam, zulüm düzeni vb. sürmeye devam eder.
Adları değişik olsa da (AKP, MHP, CHP, İP, SP, DP, GP, Deva, VP, BBP, ZP, MP vs.) hepsi kapitalist düzenin partileridir. Hepsinin görevi sermayenin çıkarlarını korumaktır. Hepsi sömürü düzeninin sürmesine hizmet eder.
Burjuvazinin egemenliği şartlarında yapılan seçimler, halkoyuna dayanarak sömürü sistemine demokratik meşruiyet kazandırmak için yapılır.
Seçimler yoluyla sistemin özünde hiçbir değişiklik yapılamaz.
İşçilerin, emekçilerin temel sorunları seçimler yoluyla çözülmez.
Seçimler yoluyla bir şeyler değişecek olsaydı burjuvazi seçimleri yapmazdı.
KIRK KATIR MI? KIRK SATIR MI?
14 Mayıs’ta gelecek beş yıl Cumhur İttifakı mı, yoksa Millet İttifakı mı tarafından ezilmek, baskı altına alınmak istersiniz sorusuna cevap vermemiz isteniyor.
Kırk katır mı? Kırk satır mı? Veba mı? Kolera mı? Arasında tercih yapmamız isteniyor.
Bu soruya verilecek tek cevap, ne biri ne ötekidir.
Bize sunulan birbirinden berbat seçenekler arasında tercih yapmak zorunda değiliz!
Hepinize, topunuza hayır!
Ne Erdoğan, ne de Kılıçdaroğlu!
Ne Cumhur, ne de Millet İttifakı!
Umut sandıkta değil, sınıf mücadelesinde! Devrimde!
Takınılması gereken doğru tutum budur.
14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerden halk için demokrasi, halk için refah, halk için daha iyi bir yönetim çıkmaz. Eski tas eski hamam yerinde kalır. Olsa olsa tellaklar değişir.
Seçimler yoluyla iktidara gelmek, iktidardan pay almak, bu yolla halk için yararlı işler yapmak, hele hele düzeni değiştirmek boş hayaldir.
14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanı seçiminin bugün koyu bir biçimde uygulanan faşizme meşruiyet kazandırmak dışında hiçbir işlevi yoktur.
Paralel yapılacak milletvekili seçimlerinde, Türk Tipi Başkanlık Sisteminde lak lak alanı olan, yasa yapma dışında işlevi olmayan parlamento faşist sisteme geçirilmiş maske işlevi görecek, uygulanacak faşizme demokratik meşruiyet görünümü sağlayacaktır.
Devrim ve sosyalizm adına bu işleve sahip parlamentoda yer almak, faşizmin demokratik meşruiyet görünümü sağlamasına hizmet etmeye yarar.
ÇARE SANDIKTA DEĞİL!
Sorun tek başına bir burjuva klikten –Erdoğan, AKP/MHP iktidarı- kurtulma sorunu değildir. Sorun bir bütün olarak kapitalizmden kurtulma sorunudur. Bunun yolu da bellidir: İşçi sınıfı önderliğinde devrim!
Burjuvazinin egemen olduğu bütün ülkelerde parlamentolar ve onun için yapılan seçimler, burjuvazinin işçi sınıfı ve emekçiler, tüm ezilenler üzerindeki diktatörlüğünün üzerine demokrasi şalını örtmenin aracıdırlar. Seçimlerin esas işlevi, iktidara halkoyuna dayanan meşruiyet kazandırmaktır.
14 Mayıs seçimi de esas olarak Cumhur ve Millet İttifakı arasında geçecek, iktidara gelen burjuva klik halkoyuna dayalı meşruiyet kazanacaktır.
Ülkelerimizde seçim oyunu hep oynanıyor. İşçiler, emekçiler sandık başına giderek kendilerini bir dönem yönetecek burjuva siyasetinin temsilcilerini seçiyorlar. Sonuç hep hüsran oluyor.
Aynı hüsranı yaşamak istemiyorsak, seçim sahtekârlığı ile oyalanmamalıyız!
14 Mayıs seçimlerinde desteklenecek, oy verilecek parti, ittifak yoktur.
Seçim sahtekârlığını reddedelim! Seçimlere katılmayalım! Oy vermeyelim!
Çare sandıkta değildir. Çare Kuzey Kürdistan-Türkiye’de kapitalizmin faşist iktidarının devrimle tarihin çöplüğüne gömülmesinde, halkın kendi öz iktidarındadır.
İşçiler, emekçiler demokrasi adına davet edildikleri sandığa değil, kendi sınıf mücadelelerini ilerletmeye yoğunlaşmalıdır.
Kapitalizmi yıkmanın yolu sandıktan değil, sınıf mücadelesinden geçer!
Ne Cumhur, ne Millet İttifakı!
Tek yol Devrim!
4 Nisan 2023