14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçim oyunu sahnelendi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde hiçbir aday yüzde 50 +1 oy alamadığı için Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimi 28 Mayıs’ta yapılacak.
İkinci turda Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu yarışacak. En fazla oyu alan Cumhurbaşkanı seçilmiş olacak.
Başkanlık yönetim sistemi= Faşizm!
2018 genel seçimlerinden bu yana ülkelerimizde “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adı verilen gerçekte “Türk Tipi Başkanlık Sistemi” uygulanıyor.
Halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı kendi atadığı bir kabineyle, Cumhurbaşkanı hükümetinin kararnameleriyle ülke yönetiliyor.
Bu sistemde Cumhurbaşkanı parlamentonun desteği olmasa da yönetecek yetkiye ve konuma yasal olarak sahiptir.
“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”, bir anlamda olağanüstü hâlin olağan hâle gelmesidir. Türkiye’de, faşizmin üzerine örtülen parlamenter demokrasi maskesi bir kenara bırakıldı. 25 Haziran 2018’den bu yana faşizm başkanlık yönetim sistemi ile uygulanıyor.
Faşizm burjuvazinin bir yönetim biçimidir. Kuzey Kürdistan-Türkiye’de, Millet İttifakı da iktidara gelse, uygulayacağı faşizmdir. Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki mücadele, faşizm ile burjuva demokrasisi arasındaki bir mücadele değildir. Genişletilmiş Parlamenter Sistem ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi arasında da özde bir fark yoktur. Her iki sistem de burjuvazinin yönetim biçimidir.
Ne Erdoğan, ne Kılıçdaroğlu!
28 Mayıs’ta önemli yetkileri tek elde toplayan, yürütmenin başı, T.C devletini yöneten sistemin başında kimin olacağı seçimi yapılacak.
Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan, Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Emek ve Özgürlük İttifakı, solun büyük bir bölümü Kılıçdaroğlu’nu destekliyor.
Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında bugün Türkiye’de hüküm süren burjuvazinin iktidarını sürdürme konusunda bir çelişme, bir fark yoktur. Aralarındaki kavga devleti yönetme, devlet nimetlerinden yararlanma, sömürü pastasından pay kapma kavgasıdır. Cumhur İttifakı da Millet Millet İttifakı da kapitalist düzen partilerinin ittifakıdır. Aralarındaki fark faşizmin tonları arasındaki farktır.
Cumhurbaşkanı seçimi iki kötü arasında, veba ile kolera arasında tercih yapma seçimidir.
Gelecek beş yıl Cumhur ya da Millet İttifakı yönetimi altında ezilmeye, baskı altına alınmaya, sömürülmeye karar verme seçimidir.
28 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanı seçiminin bugün koyu bir biçimde uygulanan faşizme meşruiyet kazandırmak dışında hiçbir işlevi yoktur.
Çare var!
Sorun tek başına bir burjuva klik olan Erdoğan iktidarından kurtulma sorunu değildir. Sorun bir bütün olarak kapitalizmden kurtulma sorunudur. Kapitalizmden kurtulmanın yolu da işçi sınıfı önderliğinde devrimdir.
Önümüze sunulan, seçmemiz istenilen birbirinden kötü seçenekler arasında, faşizmin tonları arasında, kırk katır mı, kırk satır mı? Veba mı, kolera mı? Seçenekleri arasında tercih yapmak zorunda değiliz.
İşçileri, emekçileri 28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimini boykot etmeye çağırıyoruz.
Ne Cumhur, ne Millet İttifakı!
Ne Erdoğan, ne Kılıçdaroğlu!
Tek yol burjuvaziden bağımsız sınıf mücadelesi!
Çare ne sandıkta, ne seçimdedir! Çare Kuzey Kürdistan-Türkiye’de kapitalizmin faşist iktidarının devrimle tarihin çöplüğüne gömülmesinde, işçilerin, emekçilerin kendi öz iktidarındadır.
Sömürü düzeninden seçimler bizi kurtaramaz! Kurtuluşumuz işçi sınıfı önderliğinde, sosyalizmin yolunu açacak olan demokratik halk devrimindedir. Demokrasi, özgürlük, bağımsızlık için demokratik halk devrimi mücadelesini yükseltelim! Örgütlenelim!
Burjuvazinin seçim aldatmacasıyla oyalanmayalım! Sınıf mücadelesinin sorunlarına yoğunlaşalım!
Kapitalizmi yıkmanın yolu sandıktan değil devrimden geçer!
19 Mayıs 2023