Siyonist İsrail devleti Gazze’de Filistin Arap halkına karşı haksız, gerici, barbar bir savaş yürütüyor.
Gazze’yi topyekûn abluka altına alan Siyonist devlet, Gazze’yi bir bütün olarak yok etmeye yöneldi.
Binlerce Filistinli öldürüldü. Binlercesi yaralandı. Yerleşim birimleri, hareket hâlindeki araçlar, pazar yerleri, okullar, camiler, kliseler, hastaneler vb. bombalandı. Gazze’de yaşayan yüzbinlerce Filistinli açlıkla, susuzlukla, elektriksizlikle karşı karşıya bırakıldı. Gazze’nin suyu, elektriği kesildi. Alt yapı esas olarak tahrip edildi.
Bu bir soykırımdır!
Siyonist İsrail devleti Gazze’de savaş suçu işliyor.
Gazze’de yaşanan insanlık dramlarına “insan hakları”, “Batılı değerler” vb. savunucusu pozlarına bürünen batılı emperyalistler İsrail’in yanında saf tutuyor.
Siyonist İsrail Gazze’de yaşayan Filistinlileri buradan sürmek istiyor. Amaç Gazze’yi boşaltmak, burada yaşayan Filistinlileri Sina Çölü’ne sürmektir. Bu başarılırsa sıra Batı Şeria’ya gelecektir.
Gazze’de yaşayan yüzbinlerce insanı kadın, çocuk, yaşlı ayrımı yapmadan sürekli bombalamak, öldürmek, yerinden yurdundan sürmek, etnik temizlik yapmak; Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesine göre soykırımdır.
Siyonist İsrail devleti Gazze’de soykırım yapıyor.
Soykırım İsrail devletini kayıtsız şartsız destekleyen Batılı emperyalistlerin desteği ile yapılmaktadır.
Bu soykırımdan İsrail devleti yanında batılı emperyalistler de sorumludur.
Antisemitizm körükleniyor!
Siyonizm ve onun karşısında duran Yahudi düşmanlığı, antisemitizm de, Siyonistlerin Filistinlilere yönelik kural sınır tanımayan barbarlıkları nedeniyle gelişiyor/körükleniyor.
Siyonist İsrail devletinin ırkçı, faşist siyasetine karşı çıkarken, Yahudi düşmanı pozisyonlara düşmeme konusunda duyarlı ve dikkatli olmalıyız.
Siyonist İsrail devletine yönelik doğru, gerekli, haklı tepki ve eleştirilerin “Yahudi düşmanlığı” olarak görülüp gösterilmesi ne kadar yanlışsa; İsrail’in ırkçı Siyonist politikalarının tüm Yahudilere mal edilip Yahudi düşmanı pozisyonlar savunulması da o kadar yanlıştır.
Kuzey Kürdistan/Türkiye’de solun, devrimcilerin bu konuda dikkatli olduğu söylenilemez. Yer yer antisemitist pozisyonlara düşülüyor.
İki örnek verelim:
1.İsrail devleti “Gayrimeşru” devlet olarak görülüyor. Bu görüş İsrail’in tarihsel olarak bir alanda yerleşik yaşayan bir ulusun, uluslaşma sürecinde kurduğu ulusal devlet olmadığı, Filistin’e sonradan gelip yerleşen Yahudilerin Filistinlileri yerlerinden sürme temelinde kurulduğu, yapay devlet olduğu argümanına dayanıyor. Bu nedenle İsrail devletinin varlık ve yaşama hakkının olmadığı savunuluyor.
“İsrail’in devlet olarak varlık/yaşama hakkı”nı reddedenler, İsrail devletinin yaşama hakkını İsrail bir burjuva diktatörlüğü olduğu için değil, İsrail’in çok özel bir konumda olması, bir sömürge/yerleşimci göçmen devleti olmasıyla gerekçelendiriyorlar.
Burada reddedilen gerçekte Yahudilerin Ortadoğu’da kendi devletlerini kurma ve onda yaşama hakkı, sonuçta Yahudilerin kendi kaderlerini kendilerinin belirleme hakkıdır.
İsrail devleti, bölgedeki ve dünyadaki tüm sömürücü, gerici, burjuva demokratik, faşist devletler ne kadar varlık/yaşam hakkına sahipse o kadar varlık ve yaşama hakkına sahiptir. Onun kuruluş tarihindeki özgünlükler, onu diğer burjuva devletlerinden ilkede ayıran ve diğerlerinin tersine onun varlık hakkının reddedilmesini gerektiren şeyler değildir.
İsrail devleti de bütün burjuva sömürücü devletler gibi işçi sınıfının önderliğinde bir devrimle dünya tarihinin çöplüğüne gömülmeli, bu devlet de devrimle yıkılmalıdır.
Yalnızca bu anlamda bütün burjuva devletler gibi İsrail devletinin varlık ve yaşama hakkı sorgulanmalıdır.
2.Türkiye’de Filistin ile yapılan dayanışma eylemlerinde atılan sloganlardan biri de “Nehirden denize özgür Filistin!” sloganıdır.
“Nehirden denize Filistin!” sloganı 1964’te kurulan Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) kullandığı sloganlardan biri idi.
FKÖ 1988’e kadar programında, İsrail’in devlet olarak varlık/yaşama hakkını reddediyordu. FKÖ kuruluş bildirisinde “Filistin devletinin varlığı Siyonist İsrail devletinin yıkılmasını öngörür” tespiti temel ilkelerden biriydi. FKÖ İsrail ile yürüttüğü “barış” görüşmeleri nedeniyle 1988’de bu ilkeden vazgeçti. İslami gruplar Hamas, İslami Cihad vb. bu ilkeyi savunmaya devam ediyorlar.
“Nehirden denize Filistin!” sloganı, Filistin’de Yahudilerin, İsrail’in varlığını kabul etmeyen, Ürdün Nehrinden Akdeniz’e uzanan Filistin devletini savunan antisemitist bir içeriğine sahiptir.
Militan antisemitistler için zaten Yahudilerin Filistin’de işleri yoktur, defolup gitmelidirler.
Bu nedenle Filistin halkı ile dayanışma eylemlerinde “Nehirden denize özgür Filistin!” sloganının atılmasını doğru bulmuyoruz.
Devrimciler gelişmelere sınıfsal bakarlar!
İsrail toplumu her toplum gibi sınıflı bir toplumdur. Emek sermaye çelişkisi, ezen ezilen çelişkisi, sınıf mücadelesi her ülkede olduğu gibi İsrail’de de vardır. İsrail’de, Siyonist devletin politikalarını onaylamayan, iki devletli çözümü savunan, savaşa karşı çıkan yüzbinlerce insanın olduğu unutulmamalıdır. Ayrımsız Yahudi toplumunu düşman olarak göstermek yanlıştır. Yahudi emekçiler, bütün uluslardan, dinlerden, mezheplerden emekçilerin düşmanı değil dostudur.
Bu nedenle düşman Yahudiler, İsrailli işçiler, emekçiler değildir. Düşman, İsrail devletinin egemen sınıflarıdır. Düşman, Yahudi şovenizmi olan Siyonizmdir. Düşman, İsrail devletindeki kapitalist sistemdir. Düşman, Siyonist İsrail’in emperyalist destekçileridir, emperyalizmdir, ABD emperyalizmidir. Düşman, ırkçılıktır, gericiliktir.
Gerçek çözüm Filistin’de Filistin, Arap ve Yahudi halkının barış içinde birlikte yaşadığı demokratik bir Filistin devletidir.
İçinde Yahudi ve Arap ulusunun birlikte barış içinde, eşit haklarla yaşadığı, ayrılma hakkına sahip bağımsız, birleşik, demokratik giderek sosyalist Filistin devleti çözüm olarak savunmamız gereken tek çözümdür.
Bu çözüm Siyonist İsrail devletinin yıkılmasını gerektirdiği gibi, Arap gericilerinin de Filistin’de etkisinin de kırılmasını, bir bütün olarak emperyalizmin Filistin’den sökülüp atılmasını gerektirir.
Kahrolsun Siyonizm ve antisemitizm!
Yaşasın Filistin halkının ulusal kurtuluş mücadelesi!
23 Ekim 2023