İşçilerin, emekçilerin yaşama/çalışma şartları giderek kötüye gidiyor.
İşçiler, emekçiler enflasyon ve hayat pahalılığının etkilerini derinden hissediyor.
Ücretler eriyor, alım gücü düşüyor.
Liranın değeri düşmeye, enflasyon yükselmeye, her şeye zam gelmeye devam ediyor.
Ekonomik koşullar giderek kötüleşirken işsizlik, yoksulluk artıyor.
Ücretlerin erimesi, alım gücünün düşmesi yaşamı çekilmez hale getiriyor.
Erdoğan kabinesinin yeni ekonomi politikası, bundan öncekinden daha fazla yükü emekçilerin sırtına yıkmaktan ibarettir.
Burjuva devletin gelirlerinin kaynağı emekçilerden kesilen vergilerdir.
Devlet giderlerinde, devleti yöneten siyasilerin harcamalarında tasarruf yapılmamakta, sermayeye dokunulmamaktadır.
Kapitalizmde yaşıyoruz. Kapitalizm burjuvazinin ücretli emek sömürüsüne dayalı düzenidir. Bu düzende devletin asli görevi sermayenin çıkarlarını korumaktır.
İşçiler, emekçiler ayağa kalkmazsa; burjuvazi her zaman yaptığı gibi yükü işçilerin, emekçilerin sırtına yıkacaktır.
Burjuva devlet, burjuva devleti yöneten, sermayenin temsilcisi AKP/Erdoğan iktidarı niteliği gereği yapması gerekeni yapıyor?
İşçiler, emekçiler, ezilenler; yapmaları gerekeni yapmalı, ayağa kalkmalı, mücadele etmelidirler.
AKP/Erdoğan iktidarının neden olduğu krizin yükünün işçilerin, emekçilerin sırtına yıkmalarını engellemenin yolu ayağa kalkmaktan, mücadele etmekten geçiyor…
Yaratan ve üreten biziz! Biziz hayatı yaratan!
Biz çalışmazsak, biz üretmezsek hayat durur!
Fakat aynı zamanda yoksul olan, sömürülen, emeğinin karşılığını alamayan, alım gücü giderek düşen, aldığımız ücret ile kıt kanaat geçinmeye çalışan, zam yağmuru altında, giderek artan enflasyon altında ayakta kalmaya çalışan milyonlarca işçileriz, emekçileriz…
Üreten biziz, fakat yöneten onlar!
Yönetenler, sırtımızdan zenginleşenler, sermaye sınıfı, yani kapitalistler.
Ezilmek, sömürülmek, yoksul olmak alın yazısı değil!
Ücretli köle olmak kader değil!
Eziliyorsak, sömürülüyorsak, emeğimizin karşılığını alamıyorsak, yoksullaşıyorsak, bunun temel nedeni kapitalizmdir.
Ücretli emek sömürüsüne dayalı kapitalizmde modern köleleriz.
Bu durumu değiştirebiliriz.
İşçiler, emekçiler mücadele ederek, örgütlenerek kapitalizmde çalışma, yaşama koşullarının daha iyi olmasını sağlayabilirler. Daha fazla ücret alabilirler. Bu mümkündür.
Ancak yetmez!
Ücretli kölelik düzeni sürdüğü sürece işçiler, emekçiler ücretli köle olarak kalmaya devam edecektir.
Bu nedenle çalışma, yaşama şartlarının iyileştirilmesi mücadelesini, sömürü sistemini, kapitalizmi yıkma mücadelesi ile birleştirmeli, devrim mücadelesinin bir parçası olarak kavramalı, ona tabi kılmalıyız.
Kurtuluş işçilerin emekçilerin iktidarındadır!
Kurtuluşumuz için, işçilerin, emekçilerin iktidarı için, üretenlerin iktidarı için mücadele edelim! Örgütlenelim!
Kapitalizmi yıkalım!
Ücretli kölelik düzenine son verelim!
Sömürüsüz, sömürücüsüz yeni bir dünya düzenini kuralım!
İşçileri, emekçileri 19 Kasım Pazar günü Kartal’da “Açlık, yoksulluk, baskı, savaş ve sömürü düzenine artık yeter!” şiarıyla yapılacak işçi, emekçi mitingine katılmaya çağırıyoruz.
19 Kasım 2023 Pazar
Saat 14.00 Kartal Meydanı
Toplanma: Marmararay Başak Durağı
Saat 12.00
10 Kasım 2023