17 yıl önce, organize devlet cinayeti ile katledilen Hrant Dink katledildiği yerde, eski Agos gazetesi Sebat apartmanı önünde anıldı.
Anmaya binlerce kişi katıldı.
Anmada, “Buradayız Ahparig!, Hrant için adalet için!, Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz!, Yaşasın halkların kardeşliği!, Faşizme inat kardeşimsin Hrant!, Biz bitti demeden bu dava bitmez!, Öldür diyenle ryargılansın!, Faşizme karşı omuz omuza!” sloganları atıldı.
Hrant’ın vurulup kaldırıma düştüğü saat 15.05’te saygı duruşu eşliğinde Hrant Dink’in “Su çatlağını buldu” konuşması hep birlikte dinlendi.
Gezi davası tutuklularından, Hrant’ın Arkadaşları İnisitayifi üyesi Çiğdem Mater’in Bakırköy Cezaevi’nden gönderdiği mesaj okundu.
“Adaleti sebatla beklediğimiz bir yıl daha geçti. Adalet yerine yine adaletsizlikle yüz yüze kaldığımız bir yıl daha…
17 yıl sonra, 17 yaşındaki katil artık aranızda, tıpkı “öldür” diyenlerin aranızda olduğu gibi…
Ne Hrant Dink cinayetinin arkasındaki karanlığı aramaktan vazgeçeceğiz ne de adalet talebimizden.
19 Ocak 2007’de Sebat Apartmanı’nın önünde işlenen cinayet, o “ana” ait değildir, biliyoruz. Ardında 100 yılın, önünde 17 yılın hukuksuzluğunu taşır.
İçeride de, dışarıda da katilleri, “öldür” diyenleri biliyoruz, tanıyoruz.
Yeni değiller, ne yazık ki eskimiyorlar da…Ne güzel ki bizler de azalmıyoruz!
Hrant Dink’e sevgimiz ve mahcubiyetimizle, adalete inancımız ve inadımızla, buradayız, yalnız değiliz.”
Bu yıl Hrant’ın arkadaşları adına konuşmayı Oya Baydar yaptı.
“Özel insanlar vardır. Onlar çağlarının, topraklarının, halklarının değerlerini kendilerinde toplarlar. Hrant böyle bir insandı. Bugün burada onu anarken bir Hrant Dink güzellemesi yaptığımı sanmayın. Onu ilk tanıdığım gün: – 2002 yılıydı, Barış Girişimi’ni kurmak üzere biraraya gelmiştik- daha o gün düşünmüştüm bunu. Şiarımız olan “ama’sız barışçılık” da, “Ne gücün terörü ne terörün gücü” belgisi de ona aittir. Çift taraflı ateşe maruz kaldığı günlerde, “Burada, Türkiye’de Taksim’in ortasında “Soykırım vardır” diye, Paris’te Concorde Meydanı’nda taşın üstüne çıkıp “Soykırım yoktur,” diye bağıracağım derken, halkları birbirine düşman eden ırkçı-milliyetçi bağnazlığa karşı barışın diliyle haykırıyordu. O resmî tarihin yalanlarına, karartmalarına karşı çıkan bir tabu kırıcıydı. Ve biliriz ki karanlıklarda yuvalanmış güçler en çok tabuların kırılmasından, yalanlarının meydana çıkarılmasından, karanlık yüzlerinin görülmesinden korkarlar. Hrant’ı bu yüzden vurdular.”
“17 yıl önce bugün, bu saatlerde seni ülkenden, ailenden, dostlarından, toprağından, bizlerden ayırdılar Ahparig! Sana, “Bu topraklarda gözünüz var,” diye saldıranlara verdiğin cevabı hatırlıyorum: “Bizim bu topraklarda gözümüz var, çünkü köklerimiz burada. Ama merak etmeyin, bu toprakları alıp gitmek için değil bu toprakların dibine girmek için,” demiştin. Sen: bu toprakları en has, en değerli, yüzakımız evlatlarından biri, şimdi köklerinin derinlerde olduğu bu topraklarda yatıyorsun. Ülkenin bütün insanları, bütün halkları: Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Yahudi, Laz,Çerkes, Arap, Ezidî, Süryani, hepimizin kökleri toprağımızın derinliklerinde birbirine karışıyor, birbiriyle sarmaşıyor. İşte bu yüzden, ırkçılara, faşistlere, bizleri ayırıp birbirimize düşman etmeye çalışanlara inat, her yıl burada buluşuyoruz. Her yıl “Faşizme inat, kardeşimsin Hrant!” diye haykırıyoruz. Hepimiz Ermeni oluyoruz. Hafızayı diri tutmak, unutmamak, unutturmamak için, Ama asıl; bu topraklar üzerinde eşit ve özgür insanlar olarak beraber yaşama arzunu senin vasiyetin kabul ettiğimiz için…”
“Sen bizim vicdanımızdın Ahparig. Her şey, herkes öldürülebilir ama vicdan öldürülmez, iyilik öldürülmez, cesaret öldürülmez. İşte bu yüzden 17 yıldır, her 19 Ocakta hepimizin içinde yeniden doğuyorsun. 19 Ocak bu toprakların vicdan ve kardeşlik günüdür, öyle kutlanmalıdır.”
Hrant Dink cinayeti organize bir devlet cinayetidir.
Aradan on yedi yıl geçti.
Kaç yıl geçerse geçsin, daima seninleyiz, buradayız ahparig!
19 Ocak 2024