Türkiye İstatistik Kurumu, TUİK’e göre enflasyon düşüyor.
Enflasyon düşüyor, ama ortada apaçık bir gerçek var: Enflasyon gerçekte çok yüksek! Çarşı, pazarda, yaşamımızda bunu açıkça görüyoruz.
Düştüğü söylenilen enflasyonun etkilerini yaşamımızda bir türlü göremiyoruz.
Elektrik, su, doğalgaz, iletişim, ulaşım, temel tüketim maddelerine sürekli zam geliyor.
Çalışma ve yaşama şartlarımız giderek kötüye gidiyor.
Ücretler erimeye, alım gücümüz düşmeye devam ediyor.
Cebimize giren para miktar olarak artsa bile, hayat pahalılığı kısa süre içinde artışı alıp götürüyor.
Yoksullaşıyoruz! Geçinemiyoruz!
AKP, MHP iktidarının izlediği sermaye yanlısı ekonomi politikalarının neden olduğu krizin yükünü biz işçilerin, emekçilerin sırtına yıkmaya çalışıyorlar.
Kriz gerçekte sadece bizim için var. Tekeller, holdingler, bankalar, sermaye için kriz yok. Onlar kârlarını sürekli bizim sırtımızdan katlıyorlar.
Bu soygun düzenine, ücretli kölelik düzenine artık yeter demeliyiz!
Ayağa kalmazsak, sokağa çıkmazsak, mücadele etmezsek, örgütlenmezsek, her zaman yaptıkları gibi kendilerinin neden olduğu krizin yükünü bizim sırtımıza yıkacaklar.
Türk İş’in her ay yaptığı araştırmaya göre temmuz ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 19.234 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 62.653 TL’ye yükseldi.
Bekar bir işçinin aylık yaşam maliyeti 24.901 TL oldu.
Mevcut asgari ücret ise açlık sınırının altında.
İşçilerin, emekçilerin, özellikle de asgari ücretle geçinmeye çalışanların ücretlerine temmuzda zam yapmayan hükümet sermayenin çıkarlarını savunan, işçi-emekçi düşmanı bir hükümet olduğunu bir kez tescilledi.
Geçinemiyoruz! Ücretlere ek zam şart!
Sermayenin çıkarlarının savunucusu AKP, MHP iktidarı, söz konusu örneğin yandaş şirketlerin trilyonluk vergi borçlarının silinmesine, yine yandaş holdinglere devlet bankalarından yüz milyonlarca dolarlık kredi akıtılmasına, teşvik vermeye, silahlanmaya, savaşa gelince kaynak bulurken, asgari ücrete gelince kaynak olmadığını söylüyor.
Üreten biz, yöneten de biz olmalıyız!
Yaratan ve üreten biziz! Biziz hayatı yaratan!
Biz çalışmazsak, biz üretmezsek hayat durur!
Üreten biziz, fakat yöneten onlar!
Yönetenler, sırtımızdan zenginleşenler, sermaye sınıfı, yani kapitalistler.
Ezilmek, sömürülmek, yoksul olmak alın yazısı değil!
Ücretli köle olmak kader değil!
Eziliyorsak, sömürülüyorsak, emeğimizin karşılığını alamıyorsak, yoksullaşıyorsak, bunun temel nedeni kapitalizmdir.
Ücretli emek sömürüsüne dayalı kapitalizmde modern köleleriz.
Bu durumu değiştirebiliriz.
Mücadele ederek, örgütlenerek, birleşerek, kapitalist sistemde çalışma ve yaşama şartlarımızı daha da iyileştirebiliriz.
Fakat yetmez!
Ücret köleliğine son vermek için kapitalizmi yıkmak gerekir.
Ücretli kölelik düzeni sürdüğü sürece, ücretli köle olarak kalmaya devam edeceğiz.
Bu nedenle çalışma ve yaşama koşullarının daha iyi olması uğruna verdiğimiz mücadeleyi, sömürü sistemini, kapitalizmi yıkma mücadelesi ile birleştirmeli, devrim mücadelesinin bir parçası olarak kavramalı, ona tabi kılmalıyız.
Kurtuluş işçilerin emekçilerin kendi iktidarındadır!
Kurtuluşumuz için, işçilerin, emekçilerin iktidarı için, üretenlerin iktidarı için mücadele edelim! Örgütlenelim!
Kapitalizmi yıkalım!
Ücretli kölelik düzenine son verelim!
Sömürüsüz, sömürücüsüz yeni bir dünya düzeni kuralım!
Eylül 2024